Tür:Dram

Yıl:2001

Açıklama:Dr. Nathan Conrad şehrin en iyi psikiyatristlerinden biridir. Batı yakasında genç ve güzel karısı ve küçük sevimli kızıyla birlikte yaşamaktadır. Doktor arkadaşlarından birinin isteği üzerine genç bir kadını muayene eder. Elisabeth Burrows geçmişinde yaşadığı dehşet verici bir olay sonucunda tedavi edilemez duruma gelmiş genç bir kızdır. Doktorlar geçirdiği şoka bir tanı koyamamaktadırla. Kısacası doktor Conrad onun bir akıl hastanesine ömrü boyunca kapatılmadan önceki son şansıdır. Nathan’ın konusunda uzman olması Elisabeth’in durumunu çözmesi için ona yardımcı olacaktır ama onun asıl ilgilendiği genç kızın söylediği bir kaç ilginç kelimedir 'Sen de onların öğrenmek istediklerini istiyorsun değil mi?… Asla söylemem … hiç birinize.' Fakat Nathan'ın şüpheleri doğru çıkar. Elisabeth'in aklında kilitli kalan bir şifre onu ve ailesini tehlikeye sürükleyecektir. Kızı acımasız hırsızlar tarafından kaçırılır, ve onu kurtarmak için tek yol Elisabeth'in problemli beynindeki altı dijital numarayı onlara vermektir. Pazarlık yoktur. Kızını kaçıranlar onun her hareketini takip etmektedirler. Nathan bir kabusla eli kolu bağlı ve tek başına kalmıştır. Ve bu çok tehlikeli adamlar tarafından eğer kızını canlı görmek istiyorsa tek bir kelime bile söylememek konusunda devamlı uyarılmaktadır.

Film yazar Andrew Klavan'ın , Edgar ödüllü aynı adlı romanından adapte edilmiştir. Klavan hikayenin nasıl orataya çıktığını şöyle anlatıyor; 'Küçük kızımın doğumundan hemen sonra her gece saat başı onunla birlikte uyanmaya başladım .Her uyanışımda onun iyi olup olmadığını kontrol ediyordum. Bir gece uyandığımda şunu düşündüm ... Ya onu yerinde bulamazsam...' Bu rahatsız edici düşünce her ebeveynin bir müddet için bile olsa korkulu rüyası olmuştur.

Klavan hikayeyi New York'ta kendi apartmanında geçtiğini düşünerek kurgulamış. Don't Say A Word'ün yazım süreci biter bitmez yapımcı Arnold ve Anne Kopelson film haklarını satın almışlar. Hollywood'un tanınmış yapımcılarından olan Arnold Kopelson senaryoyu okuduğunda tüm sahnelerin gözünde canlandığını, seslerin ve filmin müziğinin beyninde ynkılanmaya başladığını anlatıyor. Kopelson'un Klavan’ın romanına kendi parasını yatırarak riske girmesinin sebebini ise şöyle anlatıyor. ' Sayfaları yeterince hızlı çeviremiyormuşum gibi geliyordu. Her cümlenin sonunda ellerim titriyor, kalbim ise daha da hızlanıyordu. Kopelson'lar sonraki iki yıllarını projenin bağımsız olarak geliştirilmesi için harcadılar. Bu uzun bir çabanın sadece başlangıcıydı. Senarist Anthony Peckham kitap hakkında şunları söylüyor: 'Kitap harika bir eserdi. Ama kitabın yapısından gelen doğrusal olmayan anlatım karakteri onu sinemaya uyarlamada güçlükler çıkarıyordu.' Peckham ve senarist Patrick Smith Kelly, ayrı ayrı kitabı çözümleme çalışmaları yapmışlar. Kitabın bir başka fanatiği ise oyuncu Michael Douglas olmuş. Eğer kitap filme alınırsa Dr. Nathan Conrad rolü için aday olduğunu belirtmiş Anthony Peckham filmdeki doktor rolünün tamamen Douglas düşünülerek geliştirildiğini söylüyor. 'DON’T SAY A WORD klasik anlamda bir gerilim filmi ve en önemli özelliği ise karakterlerin beklenmedik yönlerinin filmin beklenmedik dakikalarında ortaya çıkıyor olması. Örneğin Nathan Conrad her şeye sahip biri gözüküyor. Ama bir anda en çok sevdiği şey elinden alınıveriyor. Ve her geçen dakikada onu geri alabilmek için zamana karşı ter döküyor.' Nathan, klasik Hitchcock kahramanlarından biri, birdenbire kendini yanlış bir yerde ve yanlış zamanda buluveriyor. Olaylar kontrolünden çıkıyor ve çözümleme gücünü aşar hale geliyor. Yönetmen Fleder’ın gerilim filmlerinden biri olan 'Things to Do in Denver When You’re Dead 'de Andy Garcia ,kendi çetesinin üyelerini başka gangesterlerden korumak için savaş verdiği bir filmdi; yönetmenin bir başka filmi olan “Kiss the Girls,' filminde ise Ashley Judd, bir katil tarafından hedef alınmış bir kadını canlandırıyordu ve film boyunca bir kurbandan bir kahramana dönüşümünü izlemiştik. Fleder’ın son bilim kurgu gerilimi olan 'Imposter'da yine kahraman belirsiz şeylerin takibinden kurtulmaya çalışıyor.

Fleder'ın bu tip öykülere duyduğu yakınlık, ve onun güçlü görsel anlatımı Arnold Kopelson'un yönetmen olarak onu seçmesinin temel nedenidir. Filmin senaryo ortaklarından olan Patrick Smith Kelly senaryo hakkında ünlü psikiyatrist Dr.. Robert Berger 'den yardım almış. Yönetmen Fleder Elisabeth Burrows karakterini daha iyi anlamak ve Dr. Nathan ile ilişkisini yorumlayabilmek için Berger'in bilgisinden yararlanılmış. 'Dr. Berger'den bize gerçek bir genç kadın getirmesini istemiştik. Belki de böylelikle gerçekten rahatsız edilmiş kötü muamele görmüş bir genç kadının nasıl olacağını keşfetmiş olacaktık.'

OYUNCULAR HAKKINDA

MICHAEL DOUGLAS Filmde Dr. Nathan Conrad'ı canlandıran oyuncu 25 yılı aşkın bir tiyatro, sinema ve TV kariyerinin her anında gerek oyuncu gerekse yapımcı olarak bir çok başarıya imza atmıştır. Douglas çoğunlukla insan psikolojisinin devinimler geçirerek toplumda oluşturduğu etkiler işleyen değişik karakterlerdeki filmlerde çalışmıştır. Bunlar arasında “One Flew Over the Cuckoo’s Nest” ve “The China Syndrome” gibi popüler filmlerin yanısıra “Fatal Attraction” ve “Romancing the Stone.” gibi filmler de vardır. Douglas’ın son filmlerinden biri olan “Wonder Boys,”da başrollerini Toby Maguire, Frances McDormand ve Robert Downey Jr'ın paylaştığı, yönetmenliğini ise Curtis Hansen'in üstlendiği film,Douglas'a Los Angeles Film Critics Association Award'ın yanında, Golden Globe ve Orange British Academy Film Award adaylıkları sağladı. “Traffic,” de başrolleri Don Cheadle, Benicio del Toro, Amy Irving, Dennis Quaid ve Catherine Zeta-Jones ile paylaşırken film 5 Oscar Ödülü'ne layık görüldü. Furthur Films için yapımcılığını üstlendiği , “One Night at McCools,” filminde başrollerde Liv Tyler, Matt Dillon, John Goodman ve Paul Reiser rol aldı ,yönetmenliği ise Harald Zwart yaptı. 1998'de , Douglas; Gwyneth Paltrow ve Viggo Mortensen ile bir gerilim cinayet filmi olan “A Perfect Murder.”da rol aldı. 1992' de Sharon Stone ile erotik bir gerilim filmi olan Paul Verhoeven'in , “Basic Instinct,” ile yılın en başarılı filmleri arasına girmeyi başardı. En başarılı performanslarından birini ise Robert Duvall ile başrolünü paylaştığı Joel Schumacher’in draması “Falling Down,”da gerçekleştirdi. Aynı yıl Whoopi Goldberg, Ted Danson ve Will Smith ile “Made in America,” da başrolleri paylaştı. “Disclosure,” “The American President” , “The Game” “Romancing the Stone” “The Jewel of the Nile.” “Fatal Attraction,” “Wall Street,” (En ıyi Erkek Oyuncu dalında Oscar Ödülü ) “Black Rain” "The War of the Roses,” “It’s My Turn,” “The Star Chamber,” ve “A Chorus Line.”diğer filmleridir.

SEAN BEAN :

Sinema sektörünün kötü adamlarından biri olan Bean is best “Patriot Games,” “Ronin,” “Goldeneye,” “Stormy Monday” ve “The Field.” Filmleri ile tanınıyor.Bu yıl DON’T SAY A WORD'ün dışında “The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring,” filminde de rol aldı. “Librium,” da ise Christian Bale ve Emily Watson ile başrolleri paylaştı. Bağımsız filmlerden biri olan “Thom and Thomas.” “Anna Karenina,” “When Saturday Comes,” “Shopping,” “Black Beauty” ve “Caravaggio.” Ise diğer filmlerine örneklerdir. BRITTANY MURPHY Ed Burns’ün drama filmi olan “Sidewalks of New York” unda alan genç oyuncu bu yıl “Riding in Cars with Boys” “Spun,” “Girl, Interrupted,”Alan Rudolph’un “Trixie”, “Clueless” ,“Summer Catch,” “Cherry Falls” ve “Drop Dead Gorgeous” diğer filmleri arasında. Murphy bir Broadway yapımı olan Arthur Miller’ın Tony Ödüllü oyunu “A View From the Bridge”de de rol aldı.

GUY TORRY ( Dolen) “American History X.” “Life,” “Trippin’.” “Pearl Harbor,” “The Animal,” “Tara.” JENNIFER ESPOSITO( Sandra Cassidy) “Summer of Sam.” “Wes Craven Presents: Dracula 2000” “Welcome to Collinwood,” “Princess of Paradise Park,” “I Still Know What You Did Last Summer,” “No Looking Back,” “A Brother’s Kiss,” “The Bachelor” , “He’s Got Game.” FAMKE JANSSEN ( Aggie Conrad) “Made.” “X-Men”, “Love and Sex,” “House on Haunted Hill,” “The Faculty,” “Rounders” “Celebrity,” “Deep Rising”, “The Gingerbread Man,” “Monument Avenue” “City of Industry” “GoldenEye.”

YAPIMCILAR HAKKINDA

GARY FLEDER (Yönetmen)“Things To Do In Denver When You're Dead.” Ile 1995 Cannes Film Festivali açılış gecesini renklendirerek eleştirmenlerin dikkatini çeken yönetmen Toronto, Montreal, Aspen ve Telluride Film Festivallerinde de başarı kazandı. Fleder’ın ikinci filmi olan “Kiss the Girls,” James Patterson'un best-selling romanından uyarlandı. Başrollerini Morgan Freeman ve Ashley Judd paylaştılar. “Impostor,”ise yönetmenin Don't Say A Word öncesinde son çalıştığı filmdir. Fleder aynı zamanda bir çok TV yapımında da çalıştı. “Homicide: Life On the Street,” “Subway” “Anatomy of a Homicide.” “From the Earth To the Moon” “Tales From the Crypt” bunlar arasında sayılabilir. Fleder'ın ayrıca hafif sıklet boks şampiyonu Phil Paolina hakkında bir dökümanter filmi ve “Trust Me On This,” adında kamera arkasında ve önünde çekilen güçlükleri anlatan bir belgeseli vardır. ARNOLD KOPELSON (Yapımcı) “Platoon.” Filmi ile Oscar Ödülü alan yapımcı, “The Fugitive.” Ile ise yine Oscar'a aday gösterilmiştir. Toplam 17 kez Oscar Ödülü'ne layık görülen Kopelson son olarak 20th Century fox şirketi için “Joe Somebody.”nin yapımcılığını üstlenmiştir. “A Perfect Murder,” “U.S. Marshals,” “Mad City,” “Devil’s Advocate,” “Eraser” “Seven,” “Outbreak,” “Falling Down,” “Out for Justice,” “Triumph of the Spirit,” “Murder at 1600,” yapımcılığını üstlendiği diğer filmlerdir.

ANTHONY PECKHAM (Senaryo)

PATRICK SMITH KELLY (Senaryo)

AMIR MOKRI (Görüntü Yönetmeni)

MARK ISHAM (Müzik)

Vizyon Tarihi:30 Kasım 2001