Far From Heaven / Cennetten Çok Uzakta
Far From Heaven / Cennetten Çok Uzakta
Tür:Dram
Yıl:2002
Açıklama:Far From Heaven 1950'lerin Amerika'sında yaşayan bir ev kadının hikayesini anlatmakta ve o tarihlerin Holywood melodramlarının işleyiş tarzından esinlenmektedir.
1957 yılı sonbaharıdır...Whitaker'lar şehrin dışında Hartford Connecticut'da yaşayan mutlu bir ailedir. Gündelik varlıkları aile etiketinin dışına çıkmayan sosyal kalıplara uygun bir aile tarzı yaşamaktadırlar. Cathy Whitaker yuvayı yapan dişi kuş, kocasına sadık eş ve iyi bir annedir. Frank Whitaker ise ekmeğini kazanan koca ve baba. Bir erkek bir kız iki küçük çocukları vardır... Mutlu aile yuvasının canlı bir resmidirler adeta... Fakat Cathy'nin bu basit yaşamı hikayenin gelişimi ile değişecektir.
Bahçıvanı Raymond Deagen, en yakın arkadaşı Eleanor Fine ve hizmetçisi Sybil ile yaşadığı etkileşimler onun hayatını kendisinin seçmediği geri dönülmez değişimlere sürükleyecektir.
Todd Haynes yüzyılın ortalarında yaşanan seksüel tolerans ve ırk ayrımına gönderme yaptığı, fakat tüm bunları hiçe sayan arzuları yansıtmaya çalıştığı filminde duyguların koşullar ne olursa olsun sınır tanımayacağını ve bunun trajik sonuçlarını anlatıyor.
Far From Heaven oyuncu Julianne Moore, yapımcı Christine Vachon ve senarist /yönetmen Todd Haynes'in 1995 yılı yapımı drama filmi SAFE'ten sonra ikinci kez bir arada çalışmalarının eseridir. Film 2002 yılı Venedik Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu dalında Julianne Moore'a Coppa Volpi Ödülü, Görüntü yönetmeni Edward Lachman'a ise Individual Contribution Ödülü kazandırdı.
:::YÖNETMENİN NOTU::
"Bugünün adrenal çılgını duygu pompalanmış dünyasında 50'li yıllara ait bir melodram yaratmak ve onu olduğu gibi aktarabilmek biraz kafa karıştırıcı bulunabilir. Oysa ki en büyük melodramlar görünen kötülerin olmadığı, karakterlerin arzuları ve istekleri yüzünden birbirlerini istemeden incittiği hikayelerdir. 1950'li yılların basit hayat tarzında ve dışarıdan görünen masumiyetinin ardında da ırk ve seksüel tercihler en az bugünkü kadar değişkendi. Peki ya bizim şu an yaşadığımız durgun olduğunu düşündüğümüz seçimlerimizin o dönemdeki kadar yoğun bir düzlükte olmadığını hissetseydik... "
Yönetmen /senarist Todd Haynes yeni filmi Far From Heaven'da o eski Hollywood melodramlarını en basit ve yalın hali ile tekrar ortaya koyuyor. Film John Stahl'ın Jane Wyman ve Rock Hudson'ın başrollerini oynadığı All That Heaven Allows, Fred MacMurray'nin There's Always Tomorrow gibi filmlerinden esinlenilmiştir.
"Annelere özgü dramalar, oldukça geleneksel bir Hollywood geçmişine sahiptir. Amerikan sinema tarihinin başlangıcından beri bu tip filmler yapıla gelmiştir Biz bu filmde bu tip filmlerde kullanılan tarzı, sinema dilini ve stili kullanmaya çalıştık. Bugünün Amerikan sinemasının çoktan unuttuğu bir tarz olduğundan aslında eski olan bizler için çok yeni oldu. Günümüz sinemasında kullanılan illüstrasyon ustalarını ve yeni teknikleri rafine eden bir film yaratmaya çalıştık. Günümüz filmlerinde de melodrama yakın öğeler bulmanız mümkündür. Fakat karakterlerin yaşadığını filmi izlerken hissedebilmek duygusal olarak konunun içine adapte olmak 50li yılların melodramlarına özgü bir özelliktir. Bu tip filmler sosyal dinamizm içinde aslında hepimizin yaşadığı o günden bugüne pek az değişen, hayal kırıklıkları, umutsuzluklar, aşk ve ihanet gibi yaşantılara parmak basarken kendimizle yabancılaşmadan kendimizi karakterler yerine koyabileceğimiz türdendir. Bu filmde yapmaya çalıştığımda da seyirciyi filme yakın hissettirerek genel sosyal olgulara 50li yıllar anlatmaktı." Diyor Haynes.
Yüzyıl ortasındaki mükemmel ve birebir Hollywood stüdyolarının görselliğine ulaşabilmek için Haynes film boyunca oldukça yetenekli bir kadro ile çalışmayı tercih etmiş. Bunlar arasında yapım amiri Mark Friedberg(The Ice Storm), görüntü yönetmeni Ed Lachman (Erin Brokovich), ve yönetmenin daha önce Velvet Goldmine filminde de birlikte çalıştığı Oscar Ödüllü kostüm tasarımcı Sandy Powell (Shakespeare In Love) sayılabilir. Işık, resim seçimi, set tasarımları, kostümler, renk paletlerinin seçimi konusunda ekip bir araya gelerek döneme ait her tür özelliği bir araya getirmişler.
"50'li yılların melodramlarında görebileceğiniz en büyük özellik fazlasıyla gerçekçi detaylar ve olaylardır. İşte bu yüzden onlara melodram diyoruz. Bir çoğu özel hayatları anlatır. Örneğin ev hayatında yaşanan gerçek olayları ya da bir kadın ya da erkeğin aşık olmasını. " diyor Haynes.
Far From Heaven'de bir çok sosyal tema incelenmiş: ırkçılık, homoseksüellik, kadının aile içindeki yeri gibi. Haynes film yapımı esnasında 1950'li yıllarda klişeleşmiş şehir dışı mutlu Amerikan aile tarzının 60'ların sonuna kadar geçerli olduğunu ve bu kavramların o günkü toplum içinde şu anki gibi kabul edilir ve alışıldık olmadığını vurgulamak zorundaydık. Aslında böyle bir dönemde aynı yıllarda Maryln Monroe'nun en tepedeki yılları olması ya da Joan Baez'in ilk albümünü çıkarmış olması bizim için şok edici detaylar oldu. Bizim anlatmaya çalıştığımız da bir kadının hayatıydı ve bu iki örnekle taban tabana zıt özellikler taşıyordu. "
Kadınların kendilerini aileleri ve çocukları için feda ettikleri temalar Hollywood melodramlarında kullanılmıştı. Bunlar arasında King Vidor'un STELLA DALLAS, Sirk'in IMITATION OF LIFE filmleri sayılabilir. Far From Heaven'da da Julianne Moore Cathy karakteri ile toplum tarafından fedakarlık yapmak zorunda bırakılan taraf olarak işleniyor.
Far From Heaven'ın 50'li yıllar filmlerinden farklı olağan dışı olan özelliği seksüel bir temaya -ki o dönemde homoseksüellik bir hastalık olarak algılanıyordu- sahip olmasıydı. 1960'lı yıllara kadar homoseksüellik bir Amerikan filminde sadece ima yoluyla anlatılabiliyordu. Douglas Sirk 1954 yılında çok az tanınan Universal'ın kontratlı oyuncularından birini bu türde bir filmde oynatmış ve oyuncu Rock Hudson Magnificent Obsession adlı film ile büyük beğeni toplamıştı. Filmin yapımcısı homoseksüel olduğunu açıkça söyleyebilen nadir Amerikalı'lardan biri olan Ross Hunter'dı ve daha sonra Rock Hudson'ın rol aldığı dört filme daha yapımcı olarak imza attı.
"Kamera arkasında ve film yapım aşamasında birer gerçek olarak idrak edilirken ne kadınların ne de erkeklerin homoseksüelliği açık açık filmlerde kullanılabilir durumda değildi. Özellikle de George Cukor ve Vincente Minelli gibi yapımcı ve yönetmenler bu tip tematik riskleri almak istemiyorlardı. Film işte o dönemlerde yüzeye çıkarılmaktan çekinilen Amerika'yı da ortaya koyuyor." Diye açıklıyor Haynes.
Filmde Frank karakterini canlandıran Dennis Quaid canlandırdığı karakter ve film için şunları söylüyor." Etrafında kendisine benzer ya da hissettikleri ile ilgili pozitif düşünmesini sağlayabilecek hiç kimse olmayan biri. Bunu kabullenmek ya da anlatmaktan bile çok uzak. Karısı ile paylaşmak zorunda kaldığında ise bir hastalık olduğunu ve tedavi görürse ya da ilaç içerse geçeceğini umabiliyor. Fakat geçmiyor, çünkü geçemez de... Todd'un daha önceki filmlerini görmüştüm . Bence o bir sanatçı. Olaylara , insan hayatına ve tabii ki sinemaya da çok farklı bir bakış açısı var. Senaryoyu okuduğumda ilk tepkim böyle bir filmi yapmanın benim için iyi olacağıydı. Çünkü daha önce karakter ilişkilerinin yönlendirdiği bir filmde rol almamıştım. Dışarıdan Frank'in mükemmel bir hayatı var gibi gözüküyordu. Oysa içinde çözemediği ve özel hayatını allak bullak eden duygularla yaşıyordu. Todd'un yazdığı ve yönettiği bu senaryo ile bir komedi filmi yapmak ve bu insanlarla alay ederek seyirciyi güldürmek çok kolaydı. Fakat o bunu seçmemiş ve duygusal açıdan bu ilginç duruma bakmayı tercih etmişti. Olaylar insanların herşeyi halının altına süpürüp yokmuş gibi davrandıkları 50'li yıllarda geçiyordu. Belki de daha başka ne dramlar yaşanıyordu o zamanlar ve kimsenin haberi yoktu. Şimdi aynı duygulara sahip insanlar çok daha açık ve rahat hareket edebiliyor."
Filmin bir diğer teması ise o yıllarda hala var olan ırkçılık problemi. Filmde Raymond karakterini oynayan Dennis Haysbert daha önce "24" adlı TV dizisinde rol almıştı. Hem dizi çekimlerini hem de filmin çekimlerini aynı anda devam ettiren aktör, film için şunları söylüyor:" Filmin belki de en duygusal yönünü Cathy ve Raymond'ın paylaştıkları etkileşimler oluşturuyor. Yaşadıkları duygu tam anlamıyla karşılıksız aşk'tı. Ve canlandırdığım karakteri çok sevdim. Julianne Moore ile birlikte rol almak her aktörün hayalidir. "
Haynes ise genç oyuncu için şunları söylüyor: " Filmdeki Raymond karakteri çok kibar, akıllı ve ayakları yere basan gerçekçi bir adam. Bence Haysbert tüm bu özelliklere kendi hayatında da sahip biri. Julianne 'da onunla çok rahat çalıştı ve bence senaryonun getirdiği her şeyi çok kolay yansıtabildiler. Raymond ve Cathy yanlış zamanda bir araya gelen doğru insanlar. Fakat birlikte olmalarına imkan yoktur. Çünkü çevrelerinde fedakarlık etmeleri gereken bir çok insan vardır ve onlarda kendi hislerinden fedakarlık ederler. "
Cathy ve Raymond karakterlerinin yaşadığı 50'li yılların imkansızı olarak adlandıracağımız farklı ırkların birlikteliği filmin Hollywood melodramlarında yaşamak olanaksızdır. O yıllarda yapılan filmlerde hiç görmediğimiz ama bir yerlerde var olduğunu bildiğimiz zencilerin dünyası bu filmde beyazların dünyası ile tezat oluşturabilecek kadar açık ve net olarak gözler önüne seriliyor.
Film 1957 yılı sonu ve 58 yılı başı arasındaki 6 aylık bir dönemi kapsıyor. Film Hartford Connecticut'ta ve New Jersey'de çekilmiş. Filmin çekimleri sırasında o yıllara ait temiz ve kusursuz kent dışı görünümleri için yeniden set oluşturmak oldukça pahalı olacağından filmin bütçesine uygun olarak kullanılacak dış mekanlar ve bina çehreleri temizlenerek zamanına uygun hale getirilmiş. Yalnızca filmin kahramanı olan Whitaker ailesinin yaşadığı ve tüm Hollywood filmlerinin olduğu gibi bu filminde kalbi olan ev yeniden inşa edilmiş.