Garfield
Garfield
Tür:Animasyon
Yıl:2004
Açıklama:Hayat herkesin en çok sevdiği kedi Garfield için bundan daha mükemmel olamazdı. Televizyonun tam karşısında çok rahat bir koltuk, en sevdiği yemek, lazanya, her isteğini yerine getirilen sahibi Jon (BRECKIN MEYER), Garfield kendi dünyasının efendisidir. Jon Garfield'ı güzel veteriner Liz Wilson (JENNIFER LOVE HEWITT)'ı ziyarete götürdüğünde Liz ona bir köpek hediye eder. Jon'un etrafında devamlı kuyruk sallayan, enerji dolu, patili yaratık Garfield'ın gönülsüz yaptığı herşeyi çok büyük bir istekle yerine getirmektedir. Garfield, Odie ile tanışır, sevgi dolu, bulanık akıllı... bir köpek. Bu çok bilmiş kedi 9 canlı hayatının tümünde de olmadığı kadar sessiz kalır bu duruma. Odie denen bu garip yaratık, kuyruğunu devamlı sallamakta, duvarlara aptalca çarpmakta, sebepli sebepsiz havlayıp durmakta en kötüsü de onun evde olmasından çok hoşnut olan Jon'u feci halde mutlu etmektedir. Odie Garfield’ın mükemmel dünyasını altüst etmiştir. Çözüm ise basittir...KÖPEĞİ EVDEN KOV... Garfield için sevimsiz fakat herkes için sevimli bu akıllı köpek yerel bir TV programcısı olan Happy Chapman (STEPHEN TOBOLOWSKY) tarafından kaçırılınca Garfield sevineceğini düşünmüştür. Oysaki kendisini bu zavallı zararsız köpeğin kaybolmasından sorumlu hissetmektedir. Kendisine hiç yakışmayan bir enerji ve cesaretle tembelliğe ve egoistliğe bir süre ara verip harekete geçer... Pek hoşnut olmasa da çok zor bir görevi üstlenecektir: Odie'yi kurtaracaktır. Bu macera hem Jon ve Liz'i hem de Garfield’ın yakın arkadaşları Nermal ve Arlene'i bir araya getirir. Fakat en önemlisi huysuz kedimiz ne kadar inkar etse de hayatında bulabileceği en iyi arkadaşı bulmuş Garfield ve Odie'yi sıkı birer dost yapmıştır. Dünyanın en popüler çizgi karakteri Garfield ilk kez bir sinema filminin kahramanı oluyor. Bir çoğumuzun hayatına “Sabahları sevebilirdim eğer daha geç başlasaydı” gibi çok karakteristik cümleler ile yer etmiş bu sevimli kedi bilgisayarın geliştirdiği çizgi adaptasyonu ile ilk kez bir live action filmde rol alıyor. Dünya çapında 2,600 gazetenin 260 milyon okuyucusuna ulaşmakta. Fakat ilk kez egosu kadar büyük epik bir hikayeye sahip oluyor ve bu hikaye ile sinema seyircisinin önüne çıkıyor. Yapımcı John Davis, sinema perdesine taşıdığı “Doctor Dolittle” ve “Daddy Day Care” gibi blockbusterların ardından GARFIELD'ı hayata geçirdi. “Büyük bir film yıldızı olma sırası Garfield'a gelmişti, ” diyor Davis. “Tembel, komik, dırdırcı ve kendine özgü bir kedi. Beş yaşında da olsanız elli yaşında da olsanız kendinizle bağdaştıracağınız, ya da kendinize yakın bulacağınız bir tarafı olan sevimli mi sevimli bir yaratık.” Yıllardır John Davis yapım ortağı Brian Manis ile birlikte büyük bir ısrarla Garfield'ın yaratıcısı Jim Davis'i (yapımcı ile akrabalıkları yoktur!) sinemasal haklar konusunda ikna etmeye çalışmaktadırlar. Çeyrek yüzyıldır Garfield'a çizgileri ile hayat veren Jim Davis sonunda bu muhteşem kahramanın sinema seyircisine ulaşma zamanı geldiğine ikna olur. “Garfield'a her zaman gerçek bir kediymiş gibi davrandım,” diyor Davis. “O bugüne dek tam benim aklımdaki hali ile var oldu. Sonunda yeni teknoloji onu sinemaya aklımdaki hali ile aktarabilecek hale gelmişti.” Jim Davis ve John Davis Garfield'a tutku ile bağlı ve inançlıdırlar... İşte bu inanç Garfield'ı 25 yıldır en sevilen kahramanlar arasına sokmuştur. “Bence Garfield'ın tüm yaş grupları için popüler olmasının bir çok nedeni var,” diyor Jim Davis. “O fiziksel olarak özel bir hayvan. İş komediye gelince çocuklar buna bayılırlar. Gençler onun otoriteye karşı çıkışına, başına buyruk bir kedi oluşuna hayranlar. Yetişkinler ise tıpkı kendi ayatlarında dönem dönem yaptıkları gibi , fazla uyuyan, çok yemek yiyen, yeterince spor yapmayan ve motivasyondan uzak bu kediyi kendileri ile eşleştirmekte asla zorluk çekmiyorlar. Bizim söylemeye cesaret edemediğimiz bir çok şeyi söyleyebilecek cesarete sahip bir kedi. Dolayısı ile bir çoğumuz adına konuşuyor.” “Ben %30 Garfield'ım – Sabahları egzersiz yapmam, lazanyaya bayılırım ve hep dinlenmek isterim. Geri kalan %70'im ise Garfield'ın sahibi Jon ile daha özdeştir. Hayalperest biriyim ve hala kolejdeki sevgililerimle yaşadıklarım aşk hayatımın en önemli deneyimleridir.” Diyor Davis. GARFIELD'ın tüm haklarını garanti altına aldıktan sonra filmin senaryosunun yazılması için yapımcı John Davis Joel Cohen ve Alec Sokolow (“Toy Story,” “Cheaper by the Dozen”) ile görüşmüş. Cohen , Garfield’ın çekiciliğini onun duygularına bağlıyor. “Alec ve ben ana karakterimizin duygusal ihtiyaçlarını kullanarak hikayemizi anlatmak istedik. Tabi burada ana karakter bir kedi ama olsun.... Eğer ‘Toy Story,’i düşünecek olursak senaryonun ve ana karakterlerin duygularının birbirleri ile örtüşüyor olması hikayeye çok faydalı olmuştu. Benzer olarak Garfield da da kahramanımızın tepkileri hikayenin akışına yardımcı oluyor.” Sokolow ekliyor: “Garfield klasik bir çizgi kahraman. Gücünü isteklerinden alan bir kahraman o... Asla iki yüzlü değil ve belki de dünyanın en dürüst karakterlerinden biri. Bir yazar için bu çok büyük bir zenginlik. Gerçeği söylediğiniz sürece Garfield'ı yanlış tanıtmanıza imkan yok.” Her iki senarist de Garfield'ın şehri olan Jim Davis'in de yaşadığı Muncie, Indiana'ya giderek onun yaratıcısı ile tanışırlar. Amaçları kahramanlarını daha yakından tanımaktır. “Jim bizim için inanılmaz bir kaynak oldu. Çünkü karakteri kendisi ile oylesine ozdeşleşmişti ki, senaryoda yazdıklarımızın hangisinin Garfield'a uygun hangisinin bu ilginç karakter için pek de doğru olmadığını hemen seçebiliyordu,” diyor Sokolow. “ Üstelik sahip olduğu espri yeteneği Orta Batının o ilginç tarzına sahip ve yarattığı karakterin özelliklerini taşıyordu.Doğu ve Batı sahillerinin insanlarının Orta Batı'da farklı şeylere güldükleri ve onların bir karması olduklarını daha önce biliyorduk. Fakat bunu ancak Davis sayesinde tam olarak yerine oturtabildik.” Bir sonraki adım her iki yazar ve yapımcılar için filme konu olacak hikayeyi bulmaktı. 25 yıllık hayatında bir filme tema olacak hikayesini bulmak o kadar da kolay değildi: fakat işte oldu... kardeşçe bir rekabet ve kahramanlık hikayesi hangi filme konu olamaz ki... “Garfield kendi dünyasının efendisidir... tabii Odie gelene dek,” diyor John Davis. “Sanki eve yeni gelen küçük kardeş gibi Garfield'ın o güne dek sahip olduğu tüm ilgiyi üzerine çeker.Garfield kendisini dışlanmış hisseder ve onu hayatından çıkarmaya karar verir. Fakat Odie ortadan kaybolunca Garfield aslında onu çok sediğini farkeder. Bu sokağa bile çıkmayan, tembel kedi hayatında ilk kez tabana kuvvet tek başına şehre inerek Odie'yi arayıp bulmaya karar verir.” Hikaye boyunca Cohen ve Sokolow Garfield'ı dördüncü duvarı aşarak oğrudan seyirci ile konuşturmuşlar. “Bob Hope, Danny Kaye, Groucho Marx gibi bir çok komedi üstadının bu tekniği kullandığını farkettik. Devam eden sahnede sahneye dahil olan karakter bir anda durup seyirci ile diyalog kuarar,” diyor Cohen. “Bunun Garfield'ın kendi dünyasını ve karakterini tanıtmak için bulunmaz bir fırsat olacağını fark ettik. Senaryo yazım aşaması bir yandan devam ederken filmin yapımcısı John Davis yönetmen olarak Pete Hewitt'i seçip onunla görüşmelerine başlar. Davis Hewitt'in daha önce yönettiği “The Borrowers” filmindeki küçük kahramanlarından çok etkilenmiştir. “O filme bayılmıştım, Hewitt'in Garfield'ı yönetecek duyarlılığa ve espri gücüne sahip olduğundan emindim. Pete gerçekten de tahmin ettiğim gibi filme inanılmaz bir espri yeteneği kattı. Fakat en önemlisi gerçekçi bakış açısı ile filmi olabildiğince de gerçek kılmasıydı.Bu bizim için çok önemliydi çünkü Garfield severler onun hayatının gerçek bir hayat olduğuna inanıyor ve filmini de öyle görmek istiyorlardı Yapım öncesi aşamasında yönetmen Hewitt tüm takım arakadaşlarını bir araya toplayarak 70 dakikalık bir çizgi animasyon film çeker. “Tüm filmin kurgusunu, dublajını, müzik ve ses efektlerini hazırladık. Böylece filmi izlediğimiz zaman elimizde ne materyal olduğunu neyin çalışıp neyin kesilebileceğini ve nelerin eklenebileceğini görmüş olduk. Asıl filmin çekimleri yaklaştıkça filmin yapımcılarının aklında çözülmesi gereken asıl büyük soru oluşmuştur. Bu efsanevi kediyi kim seslendirecektir? John Davis: “Zalim, hicvedici, ikonik ve parlak bir sese ihtiyacımız vardı. Üstelik bu sesin sahibi Garfield'ın 25 yıllık macerasını yadırgatmayacak kadar üstün bir espri yeteneğine sahip olmalıydı.Çok şanslıydık Bill Murray teklifimizi kabul etti ve bir komedi efsanesini arkamıza almış olduk. Bill Murray mükemmeldi. Kusursuz bir kast çalışması olmuştu. Daha mutlu olamazdım. Filmin yapımcıları oyuncu Breckin Meyer'i Jon Arbuckle rolü için görevlendirmişler “Breckin kedisi olan herhangi bir Amerika'lıyı mükemmel canlandırabilecek espri yeteneğine ve rol kabiliyetine sahipti,” diye açıklıyor Hewitt. “Jon tüm kadınların hoşlanacağı tarzda bir adam değildi,” diyor Meyer. “Üstelik de hikayede çok dosdoğru bir adam. O ve Garfield tıpkı Abbott ve Costello ya da Martin ve Lewis gibiler. Meyer Garfield'a ve onun dünyasına hiç de yabancı değildir. “Annem onun çizgi romanlarının fanatiklerinden biriydi. Her yılbaşı ona üzerinde Garfield'ın olduğu hediyelerden alırdım. Jon rolünü bana teklif ettiklerinde bana gönderilen mesaj email ile ona gönderdim... "Bak bakalım bu kez jon'u kim canlandıracak" yazdım. Benden bile fazla heyecanlanmıştı. Meyer'in bu rol ile ilgili ufak bir problemi vardı. Kedilere fiziksel olarak alerjisi olan bir çok insandan biriydi. Garfield'ın film boyunca bilgisayarda yaratılmış bir kedi tarafından oynanacağını öğrendiğinde ise oldukça rahatlamıştı. “Filmin yapımcılarına çekimlerin başlayacağı son güne dek bu rahatsızlığımı söylemedim. Fakat Garfield'ın kedi dostları Nermal ve Arlene ile olan çekimler için sette alerji ilacı bulundurmalarını istemek zorunda kaldım. Jennifer Love Hewitt filmde Jon'un aşık olduğu Garfield'ın veterineri Liz Wilson'ı canlandırıyor. John Davis daha önce bir komedi filmi olan “Heartbreakers” da birlikte çalışmışlardı. “O harika bir komedyendir. Oldukça karizmatik bir duruşu ve Breckin'in tersine aşırı kendine güvenli bir sempatikliği var.” Diyor Davis. “Onları bir araya getirir getirmez aralarındaki muhteşem elektriği fark ettik. “Jon ve Liz görür görmez birbirlerinden hoşlanmışlardı,” diye ekliyor Jennifer Love Hewitt. “Liz’i her görüşünde Jon'un kalp atışları hızlanıyor ve Garfield'ı eterinere götürmek için bahaneler arar hale gelmişti. Jennifer Love Hewitt'de en az filmin yapımcıları kadar büyük bir Garfield hayranıdır. “Onun çizgi dizilerini seyrederek büyüdüm. Evde büyük aynı renkte bir kedim vardı ve adını Garfield koymak istiyordum, fakat erkek kardeşim buna izin vermemişti.Lazanya'yı da ilk kez Garfield yediği içöin yemiş ve çok beğenmiştim. Oyuncu rolünün gerektirdiği bir çok fiziksel değişimi de Garfield için yaptığını söylüyor:" Hayatımda ilk kez saçlarımı bu kadar kısa kestirdim. Rengarenk kıyafetler giyinip flört etmeyi seven kadınlar gibi kırıtarak yürümeyi denedim. Bütün bunlar çizgi filmde gördüğüm ve olmasına gerektiğine inandığım Liz karakterinin gerçekçi olması içindi. John Davis daha önce bir çok filmde birlikte çalıştığı koordinatör Larry Madrid'e bu filmde de hayvanlar konusunda güvenmiş. “Dr. Dolittle,” “George of the Jungle,” “102 Dalmatians”gibi filmlerle 4 ayaklı oyuncularla ne kadar başarılı olduğunu kanıtlayan Madrid önce yapımcıların filmde Garfield olarak gerçek bir kedi kullanmayı düşünmeleri üzerine yardıma hazırlanmış. “Tam olarak Garfield'a benzeyen fakat onun kadar iri cüsseli ve etkileyici olmayan bir kedi buldum.Onu daha şiman ve iri gösterecek bir kostüm düzenlemesi ile Garfield yapmaya karar vermiştik ki ana karakterin tamamen aslına uygun bir bilgisayara animasyonu olması herkese daha uygun gözüktü.” Sevimli Odie, Garfield'ın felaketi; Madrid tarafından bulunmuş yarı dachshund yarı terrier bir kırma olarak keşfedilmiş. “Daha önce başka bir filmde Tyler adındaki bu sevimli terrier ile çalışmıştım. Odie için kusursuz bir seçim olduğunu düşünüyordum. Çünkü uzun vücudu, kısa bacakları ve derin ve etkileyici bakan sevimli gözleri ile mükemmel bir çizgi kahramana benziyordu. Fakat Pete onu biraz değiştirmek konusunda beni ikna etti. Bizde sırtındaki tüyleri parlaklaştırıp kısalttık diğer taraflarındaki tüyler daha koyu ve orjinal hali ile kaldı ... Çok şirin olmuştu. Tyler’ın tıpatıp ikiz kızkardeşi Chloe filmin daha az fiziksel güce dayalı sahnelerinde Tyler'ın dublörlüğünü yaptı. Böylece Tyler'a da dinlenmek içinb zaman ayırmış olduk.Filmde toplam 15 kedi, 30 fare ve 35 köpek rol almış...Bu kadar çok farklı türde oyuncuyu ise çekimleri iki kısma ayırarak düzenleme yapmak zorunda kalmışlar. Bir kısım sadece insanların olduğu sahneleri çekerken diğer kısımda hayvanların olduğu sahneler gerçekleştirilmiş. Hammond filme sayısız Garfield çizgi romanından özellikler katmış. “Garfield'ın şerit maceralarında oldukça Orta batı'lı hissettiren özellikler vardı. Çok açık sözlü diyaloglar , tamamlanmamış olduğunu hissetiren görüntüler...Pete ile görüştükten sonra aslına sadık kalmayı ve renklerin görüntülerin çizgi romanlardaki gbi basit olmasına karar verdik. Garfield'ın portakal rengi olması gerektiğinden filmdeki tek bu renk objenin Garfield olmasını özellikle sağladık. Film boyunca GARFIELD'ın olduğu sahnelerde toplam 425 tüm film totalinde ise 500 CGI çekim yapılmış. Aslında çekimler sırasında orada olmayan bir varlıkla iletişim kurmak ve ona tepkilerini göstermeleri gereken oyuncular ise sahnelerde önce Garfield'ın sette durduğu yere bir nesne konarak daha sonra ise o nesne kaldırılarak çekilmiş. 500 bilgisayara animasyonunun geri kalan kısmı se film boyunca konuşan Nermal, Arlene, Luca ve Louis için hazırlanmış. (Odie'nin filmde diyaloğu yoktur. ) “Gerçek hayvanalrı kullandığımız ve onları konuşturduğumuz için diyaloglara uygun senkronize ağız hareketleri ve yüz mimiklerine sahip olmaları gerekiyordu. Bunu da ancak bilgisayar animasyonu ile sağlayabilirdik,diyor Hewitt.