Godsend / Tanrıdan Gelen
Godsend / Tanrıdan Gelen
Tür:Korku
Yıl:2004
Açıklama:Dünyada en çok sevdiğiniz varlığı kaybederseniz onu geri getirebilmek için ne yapmaya neler yapmaya razı olurdunuz? Bu tek evlatlarını trajik bir kazada kaybeden Paul ve Jessie Duncan çiftinin herşey diye yanıtlayacakları tek soruydu. Oğullarını geri getirebileceklerini duyduklarında her ne kadar daha önce hiçbir deney yapılmamış ve sonucu belli olmayacağını bilselerde, bilimsel bir teze düşünmeden evet demişlerdi. Bu deneyin sonuçlarının ise kendilerini Faust vari bir anlaşma ile korkunun ortasına atacağını ise göremediler. Sevgi ve kaybetmek psikolojik bir gerilim olan Godsendin merkezini oluşturuyor. Senaryo korku dolu elementlerle örülmüş duygusal bir dramı anlatıyor, diyor filmin yönetmeni Nick Hamm. Çok güçlü , çok ilginç ve en çok da korkutucu olan ise insan davranışlarının baskı altında ne duruma gelebileceğidir. Başrollerini Greg Kinnear, Rebecca Romijn-Stamos, Robert De Niro, ve yeni bir keşif olan sekiz yaşındaki genç oyuncu Cameron Brightın rol aldığı film yönetmen Nick Hamm tarafından , Mark Bombackin aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış. Evrensel bir duygu olan anne baba sevgisi , çocuğunu kaybetme korkusu ve ümitsizlik karakterlerin yönlendirdiği psikolojik bir gerilim olarak bu kez farklı bir açıdan karşımıza çıkıyor.
Bir çocuğu klonlamak her ne kadar hikayeyi tutuşturan noktaysa da karakterlerin hikaye içindeki etik ve moral davranışları akışı belirliyor. Yönetmen Hamm filmi şöyle açıklıyor Ebeveynlerin yaşadıkları psikoljik üzüntünün gerçekçiliği , zeki bir bilim adamının dramatik seçimler yapan gözü doymaz hırsı ile birleşince filmimiz gerçekten çok korkunç bir hale geldi. Filmin kalbindeki terör karakterleri etkisi altına alıyor ve seyirciyi beklemediği bir hikayeye doğru yola çıkarıyor. Hamm film içinde minimum görsel efekt kullanmış. Böylece seyirciye hikayenin içine çekerek dışarıdan korkunç bir olayı izleyen değil , üzüntü ve umutlarıyla başrollerden biri olmayı vaad ediyor. Bu filmi bir korku festivaline çevirmemeye kararlıydık, diyor yapımcı Marc Butan Senaryoda anlatılan olaylar o kadar güçlü, karakterler o kadar canlıydı ki bu prodüksiyonu akıllıca ve yanlış bir yöneteme sapmadan ortaya çıkarmak zorundaydık. İngilteredeki sahne yönetimleri ile göze giren Hamm ilk filmi olan The Hole ile deneyimli oyuncular Kinnear, Romijn-Stamos ve De Nironun da filmi kabul etmesine sebep olmuş. Filmin görsel zenginliği ve ürpertici elementleri yapım tasarımcısı Doug Kraner ve görüntü yönetmeni Kramer Morgenthau tarafından hazırlanmış. Uzun yıllardır Woody Allen ile birlikte çalışan kostüm tasarımcı Suzanne McCabe ise filmin kostümlerini hazırlamış. Godsend Lions Gate Entertainment ve Todd Wagner ve Mark Cubanın kurdukları 2929 Entertainment firmaları tarafından finanse edilmiştir. Filmin yapımcılığını Marc Butan, Michael Paseornek ve Cathy Schulman üstleniyorlar. Başrollerini ise iki kez Oscar Ödüllü Robert De Niro, Oscar Ödülü adaylığı olan Greg Kinnear ve Rebecca Romijn-Stamos paylaşıyorlar . Senaryo ise Mark Bombacke ait.
Herşeyimizi kaybettik..
Paul ve Jessie Duncan (Greg Kinnear, Rebecca Romijn-Stamos) sekiz yaşındaki oğulları Adamı (Cameron Bright) trajik bir kazada kaybetmişlerdir. Adamın cenazesi için hazırlandıkları sırada Dr. Richard Wells, (Robert De Niro) inanılmaz bir teklifle yanlarına gelir. Adamı klonlayabileceğini söylemektedir. Böylece çok sevdikleri oğullarını geri alabilecekler ve dağılan mutlu ailelerini toparlayabileceklerdir. Bir çok hukuksal, etik ve ahlaki zorluğa rağmenacı içindeki çift Wellsin teklifini kabul ederler. Duncanlar , Wellsin onlardan istediği gizliliği yerine getirirler. Çünkü oğullarına tekrar kavuşmak ve onun büyümesini görmek hayallerinin doruk noktasıdır. Çift Riverton adında küçük bir kasabaya yerleşip Wellsin kurmuş olduğu kliniğe gitmeye başlarlar. Burada Adamın DNAlarından tekrar ona kavuşacakalr ve Adma bir kez daha dünyaya gelip yetişecektir. Adam yeni hayatına anne ve babasıyla başlar... Ta ki sekiz yaşına gelip ödünç aldığı zamanları yaşamaya başlayıncaya dek Paul ve Jessienin aklında en ufak bir soru işareti oluşmamıştır. Wellse sonsuz güvenmektedirler.... Ama Wells tanrıyı nereye kadar oynamaya devam edecektir...