Juana La Loca / Çılgın Aşk
Juana La Loca / Çılgın Aşk
Tür:Biyografi
Yıl:2001
Açıklama:Laredo, 22 Ağustos 1496. Bir filo Flandersa doğru yelken açar. Filonun görevi, daha sonra Yakışıklı Philip olarak bilinen kralla evlenmek üzere Prenses Joanı Brükseldeki saraya götürmektir. ılk buluşmalarında havada kıvılcımlar uçuşur. Tek bir bakış karşılıklı çekimi ve kontrol edilemez arzuyu ateşlemeye yeter. Her ikisi de siyasi zorunluluklarının unutup kendilerini duygularının akışına bırakırlar. Ancak, kaderin onlar için başka planları vardır. Ağabeyi, kız kardeşi ve son olarak da annesi Katolik Isabellanın ölümü, Prinses Joanı Kastilyanın kraliçesi ve Aragon tacının varisi yapar. Bu olaylar sonucu iki ayrı savaş başlar: biri Flaman ve Kastilyalı soylular arasındaki siyasi savaş, diğeri ise daha acı olan, Joanın evlilik yatağında sürdüreceği savaştır.
DELı JUANA VE ONUN AşK DELıLığı
Kendi arzusu dışında kraliçe olan Katolik krallarının kızı Kastilyalı Joan, kocası Yakışıklı Philipe olan dizginlenememiş arzusu ve ona karşı duyduğu aşırı kıskançlığıyla tarihe geçen ender bir imtiyaza sahip bir kişiliktir. Joanla Philipin birleşmesi, ıspanyol Katolik kraliyet hanedanının başı olan ısabella ve Ferdinand ile Alman ımparatoru Maximilian tarafından ayarlanmış bir hanedanlar arası ittifaka dayanmaktadır. Joan Flanderlar tarafından sindirilir. ıspanyol tarafının katı sadeliğinin aksine, Brüksel Sarayı aşırı hoşgörülü, renkli, dertsiz ve tasasız küçük büyük zevklerin var olduğu bir yerdi. Talih, Katolik kralın ikinci kızı Kastilyalı Joanı hiç bir hanedanda saltanat sürmeye yöneltmemiştir. Ancak, Kastilya tahtının varisi John, Avusturyalı Margaretle evlendikten bir kaç ay sonra, çocuğunun doğumunu göremeden 1497 senesinde ölür. Katolik Kralının ilk kızı olarak doğan Isabella, Portekiz tahtının varisi şanslı Manuelle evlenerek Avusturya Prensesi olur. Ama o da, ertesi sene (1498), oğlu Migueli doğururken ölür. Küçük Miguel ise ancak iki sene yaşayabilir ve 1500de o da ölür. Kastilya kraliçesi Katolik Isabella, 24 Kasım 1504te ölür. Kader o andan sonra, Prenses Joanı Kastilyanın kraliçesi ve Aragon tahtının varisine dönüştürür.
Zaman geçmekte ve Joanla Philipin arasındaki evlilik ilişkisi de, tıpkı kaderin Joanı kraliçeye dönüştürdüğü siyasi değişiklikler gibi, değişime uğrar. Philipin karakteri hercai ve aldatmaya eğilimlidir. Joanın kocasına karşı aşırı tutkulu teklifleri sadece karşılıksız kalmaz, aynı zamanda kocası tarafından hoşgörülü bir ilişkinin önündeki gerçek bir engel olarak algılanmaktadır. Genç kraliçe en acı tecrübeleri yaşamakta ve acı çekmektedir. Philip artık, beraberliklerinin ilk zamanlarındaki tutkulu ve etkili aşık değildir. Devlet işleri üstün gelir. ıspanyaya dönüşleri ses getirir. Halk yeni kraliçelerini sever ancak, yeni kraliçenin onları yönetmek için en ufak bir isteği yoktur. Joan için Philipe duyduğu hislerin dışında kurtarılacak başka bir dünya yoktur. Zamanın asilleri, değişik siyasi hareketleri destekleyerek elde ettikleri imtiyazları kaybetmemek için komplolar kurmaktadırlar. Philip etrafını, durumdan nasıl yarar sağlayabileceğini ve sayısız şehvetli maceralarını devam ettirebileceğini öğütleyen uzman flamanlarla çevirir. Philip, Kastilya krallığının yanı sıra, Joanı tamamiyle dışlayan erotik bir hayatı arzulamaktadır. Bu durumu sağlamak için en uygun hareket, Joanı deli ilan etmektir. Ama kraliçenin elinde bazı güçler vardır, o ıspanyoldur ve kendi topraklarındadır. Bir grup asil onu desteklemektedir. Flemishlerle işbirliği içine giren bazı ıspanyol asillerinin de yardımıyla, Burgosta topladığı parlamentoda Philip Joanın deli olduğunu ilan ederek, Joanın elindeki yetkileri alıp, süresiz olarak Las Huelgas Manastırına kapatır. Philipin en ateşli destekçileri, tacı sunarak onu kral ilan ederler. Her şey bir oldu bittiye getirilmektedir ki, Joan ortaya çıkar. şartlar dramatik bir girişi, bir dolu töreni gerektirmektedir. Joan, Parlamento tarafından, aralarında okyanustaki adalar, iki Sicilya, Kudüs ve hemen hemen tüm ıspanya krallığının da bulunduğu yerlerin hükümdarı ilan edilir. Muhteşem bir şekilde donatılır ve dehşete kapılmış olan Philip ele geçirmeden, tahta çıkar. ılk defa, arzulu kişiliği siyasi ve şahsi duygularının birbirine karıştığı bir konuşmaya kanalize olur. Kraliçe olarak bütün sorumluluklarını üstlenen net bir eğilimle, tüm hiddeti ve kini Philip yönelmiştir. Kapılardan dolup taşan halk onu alkışlamaktadır. Philip kendi karısı tarafından aldığı bu darbeden sarsılır. Yatalak ve hasta olan Philip, yaptıklarını düşünmeye başlamış ve bir zamanlar zevk gibi gördüğü ancak şimdi günah olduğunu bildiği hareketlerini bağışlaması için Tanrının huzurunda tövbe edebilmeyi dilemektedir. Yakınında ve kaçınılmaz olan ölümünden dehşete düşmüştür. Paniğe yakalanan Philip, saplantılı bir şekilde Joandan tekrar tekrar af diler. Joan kocasının ölümü kabullenemez. Onun sadece uyuduğuna inanmaktadır. Kralı uykusundan uyandırmamak için etrafındakilerin sessiz olmasını emreder. Kocasının yanından haftalarca ayrılmaz, birilerinin çalabileceği korkusuyla, şehirden şehire kocasının tabutunun peşinden gider. Yanında uyuyup, hala hayattaymış gibi onunla konuşur. Kocası uyanmasın diye yanındakilerden sessizliklerini devam ettirmelerini ister. Deliliğinin tedavisi yoktur, ama o dünyadaki en güzel deliliktir. Kastilya kraliçesi Joanın aşk deliliği.
YÖNETMENıN NOTU
Juana deli miydi? Tarihsel datanın ve yetersiz belgelemenin üstüne zamanımızın tuttuğu ışık, artık bu yoruma açık sorunun cevabını düşünmemizi gerektirmiyor. Tarihçiler için, daha doğrusu, genellikle dayanağı olmayan yetersiz tarihsel belgelerin gayretli yorumcularına göre, Joan 350 yıldan fazla bir süre boyunca deliydi. Kesin olmak gerekirse, hem zamanın hem de zamanımızın eleştirmenlerine göre sıradan olan bir ıspanyol oyun yazarı, Aşkın Deliliği isimli sıradan oyunu yazana kadar, yani 19.yyılın ortalarına kadar Joan deliydi. Joanın deliliğinden çok duygularına ağırlık veren bu oyun, Joanın kişiliğini inceleme girişimiyle yeni bir çığır açmıştır. Yazar Manuel Tamayo y Baus, Joana olağanüstü bir duygu kapasitesi yükleyerek, oyunun büyük beğeni kazanmasını sağladı. Geçmişe bakarak, bu başarının arkasında yatan nedeni görmek bizim için çok zor değil. Başarının nedeninin, doğal olmayan dramatik metnin olmadığı kesin. Açıklama oyunun isminde gizlidir. Çılgın Aşk teriminin sürrealist tanımlamasından 60 sene önce, yaşadığı zamanın uygunsuzluğuna rağmen, mütevazı bir ıspanyol tiyatro yazarı aşk çılgınlığından bahsediyordu. Aşk Çılgınlığının galasından sonra doğan tarihçilerin, bu oyunu gördüklerini hatta okuduklarını var sayamayız. Buna karşılık, 19. yyılın ortalarından itibaren, bir mucize eseri, Kastilyalı I. Joan delilikten çıkıp, ümitsiz aşktan çıldıran kadınlar kervanına katılır. Açıkça bir görüşü benimseyip savunduğumuza inanıyoruz. Modern zamanın açısından bakıldığında, Joan deli değildir. O zamana göre deli olabilir, dahası, o zamanlarda öyle kabul edilmiş olabilir çünkü 16. yyıl başlarından itibaren, her kim olursa olsun, kişinin duygularını öne çıkarması kabul edilemez bir durumdu. Her kim olursa olsun, Joan dışında. Bu film, gerçekle sentez arasındaki kaçınılmaz çatışmayı ortaya çıkartmaktadır. Belgesel verilere çok bağlı kalma anlatımı yavaşlatır. Amacımızın, bir karakter tahlili olduğunu açıkça gösterme yolunu seçtik. Özellikle öznel bir yaklaşımı tercih ettik. Bu yaklaşım, kişilik tanımlamasının modern ve güncel formülünün servisine sunulan belgesel kanıtın ilk elden görüntüsünden elde edilmiştir. Bu benim 24. filmim, yenilikçi ya da güncel formülü uygulamak gibi bir amacım olmadığını açıkça kabul ediyorum. Başarmanın çok olduğunu biliyorum ancak, ben hala, bir filmin tek bir çekimden oluşması gerektiğini düşünüyorum. Bu film de dahil olmak üzere, istisnasız tüm filmlerimde, seyirciye bir filmin parçalardan ya da çekimlerden olduğunu unutturan o akıcılık hissini vermeyi başaran tek teknik, hikayeye sıkıca bağlı kalmaktan, isteklerine dikkat etmekten ve anlatımdaki inanç ve güvenin, hem çekim ekibi hem de oyuncular olarak, tüm ekibe aktarılmasını sağlamaktan ibarettir.