Novocaine / Aman Doktor!
Novocaine / Aman Doktor!
Tür:Komedi
Yıl:2001
Açıklama:SUÇ YALNIZCA SUÇLULARIN DEĞİLDİR..
Novocaine, Artisan Entertainment şirketinin gerilimli bir suç hikayesinin başrolünde Steve Martin'in oynadığı yeni filmidir. Varlıklı diş hekimi Frank Sangster'ın yeni bir hastası yüzünden kendisini seks, uyuşturucu ve cinayet batağı içinde bulmasını anlatmaktadır. Filmde Laura Dern, Helena Bonham-Carter ve Scott Caan 'da rol almakta yönetmenliğini ise David Atkins üstlenmektedir.
Frank Amerikan rüyasını yaşamaktadır. Diş hekimliğinde kendisini gittikçe geliştiriyor olması sayesinde yaşadığı mutlu ve zengin hayat, modern döşenmiş bir ev mutlu ve iyi giden bir ilişki ve güzel bir nişanlı , Jean Noble (Laura Dern) ... Herşey mükemmeldir... Fakat hayatını bir anda allak bullak etmeyi başarır. Yeni hastalarından biri olan Susan Ivey (Helena Bonham-Carter), bir ağrı kesici müptelasıdır. VE Frank'in hasta koltuğuna yerleşmesi ile hayatına girmesi çok uzun zaman almaz. Muayenehaneden ilaçlar kaybolmaya başladığında Susan'ın psikopat kardeşi Duane 'ı(Scott Caan) takibe alır. Frank hem Narkotik büro hem de cinayet masası dedektifleri tarafından aranmaktadır. Otoritelerden kaçak isterken Susan'na daha da yakınlaşır ve daha önceden kurulmuş bir planın kurbanı olduğunu öğrenir. Belki de bu planın içinde kendi kardeşi Harlan'ın da (Elias Koteas) bu işin içinde olduğunu anlar. Kendisi ve Susan için yeni bir hayat kurmaya uğraşırken Frank uyuşturucunun vahşetin kolgezdiği yeraltı dünyasının batağına daha da saplandığını farkeder. Yasaları çiğnemek özgürlüğü için yapabileceği tek çıkış yoludur.
YAPIM NOTLARI
Tıpkı x-ray ışınların varlıkların içini gösterip o rahatsız edici kemikleri ortaya çıkarması gibi senarist ve yönetmen David Atkinsin Novocaine filminde yapmak istediği de olayların yüzeyinde değil derinlerinde belki de mükemmel gözüken bir hayatın bile ardında neler gizleyebileceğini anlatmak. Frank Sangster karakterini yaratırken, espriden uzak ve masum bir dişçi nasıl karanlık bir gerçeğin içinde olduğunu ortaya koymak istemiş. Steve Martin tarafından canlandırılan Frank Sangster hayatını kontrol altına almış mutlu bir insan olarak görünmektedir. Belli bir düzende giden bu hayat bile bir anda her an ihanet ve şiddet ile altüst olabilir.
Frank Sangster inandığı yolda ilerlediğini düşünen bir adamdır.Fakat gerçekte hayatından çok da memnun değildir. Diyor Martin. Bir açıdan Frank kendisine kabus gibi bir drama yaratırve bunun içine düşer. Bence film bir insanın bilinçaltının kendisini mutlu hissetmesi için başına bela açmasını anlatıyor.
Novocaine kendi kendini kontrol etmeyi ve sonra bu kontrole sıkışıp kalmayı açıklıyor, diye ekliyor Laura Dern, filmde kahramanımız Frank Sangsterın nişanlasını canlandırıyor. Frank herşeyiyle tamamlanmış eksiksiz bir hayat sürüyor. Ama kendisinden bir şeyler eksiltiyor bu hayat için. Bence filmdeki her karakterin de yaptığı şey bu. Ve olmaları gereken insan olmadıkları için de zarar görüyorlar. Bu gerçekten içinizdeki gerçek kimliği bastırmanın sonuçlarını anlatan bir film...
Amerika'nın en önde gelen komedyenlerinden biri olan Martin için Novacaine kendini yeni bir alanda deneme fırsatı doğmuş. Bu sıkı komedilerden değişik bir çalışmaya geçmek için iyi bir deneyim oldu, diyor Martin. Böylesine dramatik bir materyalde seyircinin beklentisinin dışında Steve'i ve onun yeteneklerini kullanmak hepimiz için ilginçti. Diyor yönetmen /yapımcı David Atkins. Kendisine ait karanlık , seyirciyi sarıp sarmalayan bir karakteri var Onu ne kadar çok düşünürken gösterebilirsem o kadar iyi diyerek yola çıktım.diye ekliyor.
Martin Novocaine'in senaryosunu okuduğunda Dr. Sangster'ı oynamaya karar verdi. Filmin yapımı ise hemen üç ay sonra başladı. David Mamet ile The Spanish Prisoner,filmindeki çalışmadan çok hoşlanmıştım, işte bu yüzden David adında biri ile tekrar çalışmak istedim. Projeyi kabul etmemin sebebi buydu.diyor Martin. Aslında psikolojik gerilim filmleri her zaman ilgimi çekmiştir.diye daha ciddi bir şekilde açıklıyor , Bir keresinde Steven Spielberg görmek istediğin filmleri yap demişti. Eğer bu filmi biri bana anlkatsaydı kesinlikle izlemek isterdim Steve ciddi olduğunda çok komik oluyor.diye ekliyor Helena Bonham-Carter, filmde Dr. Frank'in başını beladan belaya sokan hastasını canlandırıyor..
Yapım öncesinde, Martin Atkinsin babası ve erkek kardeşleri ile sahip olduğu büroda onlarla birlikte olmuş. Hepsi diş hekimi olan Atkins'lerin profesyonel davranışlarını inceleme imkanı bulmuş böylece. Sette de Atkins ailesi Martin'e davranışları konusunda rehberik etmişler. Ve bu sayede yılların oyuncusu yılların diş hekimi gibi davranmayı kolaylıkla başarmış. Steve'i izlediğimde aklıma Charlie Chaplin geliyordu. diyor Atkins. Sette, bir kez izlediği bir davranışı birebir aynen canlandırabilmesi oldukça etkileyiciydi. O fiziki rollerde muhteşem bir oyuncu hatta bence 1 numara!Onu izlemesi çok keyifli.
Martin kadar filme can veren diğer oyuncular olan Helena Bonham-Carter ve Laura Dern, Dr. Frank Sangsterın hayatında dalgalanmalar ve değişimler yaratan iki kadını canlandırıyorlar. Helena ve Laura, Susan ve Jean karakterlerine inanılmaz güçlü kişilikler yüklediler.diyor yapımcı Paul Mones . Muhteşem bir kontrast yarattılar. Frank'in bu iki kadın arasında nasıl gitgeller yaşadığını nasıl paramparça oluverdiğini izleyebileceksiniz. Yaptığım film kadar önemli bir diğer konu o filmde rolleri paylaştığım sanatçılardır . Laura ve Helena ile birlikte çalışmak çok eğlenceliydi, diyor Martin. Her ikisi de çok canlı ve çok yetenekli oyuncular. Çok hızlı adaptasyon ve rolü sindirme çok az oyuncunun başedebildiği handikaplardır.Onları dinlemeye başladığımda benim performansım da daha iyi oldu.
Helena Bonham-Carter canlandırdığı karakteri şöyle anlatıyor. Susan Ivey bir Amerikan çingenesi. Şu otoyollarda rastladığımız pek tekin olmayan tiplerden biri. Gelir itip kakar, istediğini alır ve gider. Aslında klasik bir dişi ama kalbi olan bir dişi... Helena Susan karakterine masumiyet kazandırdı. Böylece bu rol çok daha insancıl ve gerçekçi oldu. Diye açıklıyor yapımcı Daniel Rosenberg. Onun enerji gerçekten bulunmaz nadir bulunabilecek türden. Diye ekliyor.
Novocaine'in senaryosunu yazarken Atkins filmde Laura Dern'ü oynatmaya kesin karar vermiş. Jean Noble'ı canlandıracak olan oyuncu hakkında şunları söylüyor. Laura tam herşey elinden gelen Kalifornia'lı kızlardan biri .... ve kahramanlarımızdan Jean için olmazsa olmaz özellik de bu, diyor Atkins. Jean ideal mükemmelikte. Tatlı, güzel, sevecen, limonata gibi ve Amerikalı.
Tamamen doğal bir imaj yakalayabilmek için Dern çalışmalarına devam ederken Jean Noble'ın karakterine tamamen bürünerek bu kara komediyi canlandırmayı amaçlamış. Novocaine türünün özelliklerini taşıyan ekstrem bir örnek. Citizen Ruth ve David Lynch ile yaptığım tüm diğer filmlerde espri ve karanlık birbirini dengeliyordu. Oyuncu olarak bu yolda devam etmekten hoşlanıyorum. Benim için çok eğlenceli bir çalışma. Jean'in filmde yaptığı her hareket sonuçla doğrudan bağlantılı. Bana düşen ise bu rolde espriyi, akıllıca çıkışları ve takıntılı davranışları bulup çıkarmak.Eğer canlandırdığım karaktere biraz Lucille Ball ekleyebildiysem bu benim için en büyük zafer olur.
Atkins için yapımın en heyecan verici tarafı çok yetenekli oyuncular ile birlikte çalışıyor olmak. Oyuncuların tümü çılgın ve kendi yönlerinde inanılmaz insanlar.Her biri filmin paletine farklı bir renk eklediler. Hepsinin çalışma tarzları farklı bu benim için muhteşem bir deneyim oldu. Bazıları emprovize çalışırlarken diğerleri rollerine oldukça teknik yaklaşıyorlardı.... Hepsi harikalar... Yıllarca babasını ve abisini çalışırken izleyen ve onları bir çeşit kahraman olarak gören Atkins Novocaine'i sinemaya uyarlama kararını diş hekimlerini anlatan bir senaryo yazdıktan sonra almış.
Bence diş hekimleri modern birer kahramanlar... Ve Amerikan rüyasının somut örnekleridir. İnsanlar onlara karşı çekingen davranırlar fakat onlar her zaman için insanları dayanılmaz acılardan kurtarmak amacıyla bundan haberdar oldukları halde onları sevgiyle kucaklarlar. Yetişme çağımda gece evimize gelen telefonlar annemi çok üzerdi. Hep akşam yemeği saatine rastlayan bu telefonlardan annemin neden üzüntü duyduğunu bir türlü anlayamazdım. Sonra bunun sebebinin insanların babamı uyuşturucu alabilmek için aradıklarının anladım. Bu beynimde hep tartışılması gereken bir senaryo olarak kazılmıştır."