Runaway Jury / Jüri
Runaway Jury / Jüri
Tür:Dram
Yıl:2003
Açıklama:The Firm, The Pelican Brief gibi filmleri ile tanıdığımız usta yazar John Grisham RUNAWAY JURY 'de yüksek ücretli ve kural tanımayan bir jüri danışmanının (Gene Hackman) hileli bir davada yaptığı çalışmaları gerilim tarzında izleyici ile buluşturuyor...Milyon doların ve hayatların ortaya konduğu dava ortalığı garip bir şekilde karıştıran bir jüri üyesi (John Cusack), gizemli bir kadın (Rachel Weisz) ve dürüst bir avukatın (Dustin Hoffman) nefes almadan izlenecek rekabetini anlatıyor. Film iki sinema devi olan Gene Hackman ve Dustin Hoffman'ı ilk kez bir araya getiriyor.
New Orleans'lı genç bir dul kocasının öldürülmesinden büyük bir silah şirketini suçlu görerek milyon dolarlık bir tazminat davası açar. Fakat davanın sonucu manipülasyonlar, hükümet politikaları ve tabii ki bunların sonucunda jüri üzerine oynanan oyunlarla zaten bellidir. Genç dulu mahkemede Wendall Rohr (Hoffman) adlı güneyli bir avukat temsil etmektedir. Davasına gönülden inanan bu dürüst avukat bu kadar güçlü bir ekibin karşısında neredeyse savunmasız hale gelmiştir. Fitch ve arkadaşları mahkeme salonunu gözlemledikleri üst düzey teknolojik merkezlerinde hemen her şeyi kontrol altına almışlardır. Fitch jüriye seçilebilecek adayların tümünün hayatların tüm detaylarını bilmekte ve kendince daha sonra bunları karara etki edebilecek şekilde kullanmayı planlamaktadır. Fitch ve Rohr daha sonra fark ederler ki sadece kendileri değil jüriden biri olan Nick Easter (Cusack), ve gizemli bir kadın olan Marlee (Weisz)nin de kendilerine ait planları vardır. Ama bir davada yalnızca bir tek kazanan olacaktır. Dava başladığında tüm taraflar arasında bir kedi fare oyunu başlamıştır.
Yapımcı (ve Regency Enterprises kurucusu olan ) Arnon Milchanın 1996 yılında John Grisham'ın romanı piyasaya çıktığı andan itibaren bu hikayeyi sinemaya çevirme isteği ancak bu büyük kadroyu bir araya getirdikten sonra gerçeğe dönüşebilmiştir. Daha önce Grisham'ın iki başarılı romanını sinemaya adapte eden A Time to Kill ve The Client Milchan bu filmde de sürpriz gelişmelerle seyirciyi yerine mıhlamayı başarıyor. Dont Say a Word filminin başarısından sonra yönetmen Fleder RUNAWAY JURY için de Milchan'a yeşil ışık yaktığında hazırlıklara hız verilmiş. Fleder RUNAWAY JURY'nin ne klasik ve basit bir dava filmi ne de dogrudan bir gerilim filmi olmadığını söylüyor. Bana kalırsa bu filmin asıl çekici yanı dava sırasında jürinin çalınmasıydı. Film boyunca bir çok insan jüriyi çalmak için uğraşıyor. Bu Nick ve Marlee'nin de yapmaya çalıştığı bir şey.
Fleder ve Milchan hikayenin Grisham'ın romanında da bu temele oturduğunu ve asıl ilginç olanın da bu olduğunu söylüyorlar. Rankin Fitch karakteri filmin bir diğer önemli unsuru. Oldukça akıllı, her şeyden haberdar ve bu yüzden de tehlikeli ve cesaret kırıcı bir profesyonel. diyor Fleder. Senaryonun bir diğer önemli özelliği ise karakterlerinin keskin çizgilerle siyah-beyaz ya da iyi ve kötü ayrımlarına sahip olmaması . Karakterlerin film boyunca gri olması ve bir gizeme sahip olması da önemli. Fleder jüri üyesi Nick Easter rolünde John Cusack'ın mükemmel olacağına inanmış. Bu rol için kısa bir listem vardı. Listenin en başında da Cusack'ın ismi yer alıyordu. Onun gibi hem sevimli, hem çekici ve karanlık bir tarafı olan oyuncular bu tarz rollerde her zaman şanslıdır. Bu kez de öyle oldu" Cusack filme olan ilgisinin kadroya Gene Hackman ve Dustin Hoffman katılınca daha da arttığını söylüyor. Onlarla aynı filmde rol almayı hep çok istemiştim. Büyüme çağındayken benim kahramanlarımdı. Onların filmlerini seyrederken bir gün onların yaptığı işi yapmayı hayal ederdim. Tabii ki bu benim için çok heyecan verici bir deneyim oldu.
RUNAWAY JURY Hackmanın John Grisham romanlarından uyarlanan üçüncü filmi The Firm ve The Chamber ile oyuncunun yüksek performans sergilediği filmleriydi. Hoffman canlandırdığı Rohr karatekrinin zamanımızda az bulunur bir avukat türü olduğunu söylüyor.Bence o çok seçkin biri, diyor Hoffman. Gregory Peck'in To Kill a Mockingbird filminde canlandırdığı karaktere benzer bir karakter. O dürüst bir adam. Doktorların eve çağrıldığı zamanlarda avukatların sadece kurallarla oynadığı zamanlardan kalma bir adam. Hoffman filmde rol aldığı için çok mutlu olduğunu ve yönetmen Flder'ın bunu nasıl onun için bir hayalden çıkarıp bir gerçeğe dönüştürdüğünü ise şöyle anlatıyor." En zevkli sahneler dava sahneleriydi. Mahkeme salonunda bir avukatı canlandırdığımda Fleder salonun gerçek izleyicilerle doldurmuştu. Bu bir aktörün hayalidir. Gerçek izleyicilere oynamak. Tıpkı bir tiyatro sahnesi gibi. Görüntü yönetmeni Robert Elswitin ışık konusundaki yaratıcı kullanımı da filmin kritik elementlerinden biri olmuş. Her sahne kendine ait bir ışık yönetimi ile metaforlar yaratarak karakterlerin gelişimine ve aksiyonuna destek vermiş. Yapım Amiri Jeffrey Downer, yönetmen Fleder ile daha önce de Courage Under Fire ve Speed 2: Cruise Control gibi filmlerde birlikte çalışmıştı. RUNAWAY JURY, filminde ise 75 konuşmalı rol, 25 mahkeme sahnesi oyuncusu, ve 3000 figüran, ile lojistik bir çalışma gerçekleşirmiş. John Grishamın romanı Biloxi, Mississippi'de geçmekteyken yapımcılar filmin New Orleans'da çekilmesine karar vermişler.
HACKMAN VE HOFFMAN Oscar Ödüllü- oyuncular Gene Hackman ve Dustin Hoffman 46 yıldır çok yakın dostturlar. 1950'lerin sonunda Pasedena'da öğrenciliklerini birlikte geçirmişlerdir. Fakat bunca yıldan sonra ilk kez kamera karşısına RUNAWAY JURY ile birlikte çıkmaya karar verdiler. Hackman ve eşi NewYork'a taşındıktan sonra Hoffman da bir kaç yıl sonra onları takip etmiş ve kaldıkları apartmanda komşu olmuşlardı. Her ikisi de geleceği arayan NewYork oyuncularıydı ve yaptıkları küçük işler ve figürasyon rollerle faturalarını ödemeye çalışıyorlardı. 34üncü caddede Saks'ta çalışmaya başlamışlar ve bir zaman sonra her ikisi de işlerinden kovulmuşlardı. Hackman bir taşımacılık firmasında iş bulurken Hoffman ise bir oyuncakçıda çalışmaya başlar. O yıllarda her iki oyuncu da bir yıldızı olmak bir yana bir filmde rol almayı hayal bile etmiyorlardı. Hoffman'a göre O zamanlar iyiyi ya da kötüyü oynayacağınızı seçemezdiniz. Broadway'i bir yana bırakın Ohio'da bir tiyatroya kapağı attığınızda artık hayatınızın geri kalanında oyuncusunuz demekti ve bu da bizim tek hayalimizdi. Biz de öyle yaptık ve önümüze ilk konan anlaşmayı imzaladık.
O günlerde bana bir filmde oynayabileceğim söylenseydi pek de inanılır bulmazdım bu durumu, diye ekliyor Hackman, çünkü o yıllarda hala stüdyo sistemi hakimdi ve büyük stüdyoların anlaşmalı oyuncuları vardı. Hala o belirli jön kalıpları Hollywood'a hakimdi. Bence bu benim için artı bir değerdi. Çünkü asla jön olacak biri değildim. Bu yüzden tiyatro sahnesinde daha sıkı çalışmayı seçtim. İşte bu yüzden Dustin ve ben kendimizi oyunculuğumuzu geliştirmek yoluna gittik. Zaman geçip Hollywood beğenleri farklılaştıkça Hackman ve Hoffman hem seyircinin hem de eleştirmenlerin gözlerini dolduran birer filmle sinemaya geçiş yaptılar. Hackman Bonnie and Clyde ile Hoffman ise The Graduateile belki de hak ettikleri övgüleri performansları ile kazanma şansını buldular. Aradan geçen yıllar ve ayrı ayrı devam eden oyunculuk kariyerleri bu iki eski dostu RUNAWAY JURY'de lk kez bir araya getirdi. Daha önce de bir araya gelmeyi çok istemiştik, diyor Hoffman, fakat her seferinde mutlaka bir nedenle bir türlü olmadı Bu sanırım hayatımızda açıklayamadığımız gizli güçlerden biri. Hoffman için Hackman ile birlikte çalışıyor olmak onların arkadaşlıkları açısından oldukça ilginç bir deneyim. Her şeyden sonra Gene ile bir araya gelmek aslında çok da farklı değil. Sanki o tiyatro derslerinde tanıştığım adamdan benim için hiç farkı yok. Hala herkes gibi olmamak için kendi tarzımızı bulmak için her gün yeni şeyler öğrenen öğrenciler gibiyiz. Kendimizi garantide hissetmemek belki de iyi bir şey.
Hackman ekliyor: Bu gerçekten iyi bir şey. Çünkü sizi hayatta tutuyor. Hep bıçak sırtında ve stress altında olmak insanı taze kılar. Hoffman, 46 yıldan bu yana farklı şeyler yaptığımız sanmıyorum Sete ilk günkü korku e heyecanla gelip , ilk filmimizdeki heyecanı duyduğumuzdan eminim. diyor. Hackman ve Hoffman birbirlerinin filmlerine fanatik derecesinde beğeni duyduklarını da söylemeden geçemiyor. Gene Hackman'ın bence iki yönü var, diyor Hoffman. Her zaman mükemmel bir dürüstlüğe ve yaptığı işte doğallığa sahip.Çok akıllı ve inanılmaz bir espri yeteneğine sahip. Ve bu yönünü de oynadığı her karaktere indirgeyebilecek kadar da yetenekli.Gene'in diğer yönü ise bence yeterince farkedilmeyen yönü. Belki de sinema tarihinde ancak bir ya da iki oyuncuda bulunan ilginç bir yön. Rolaldığı filmler ve canlandırdığı karakterler arasındaki farkların ortaya dökülmesi gerekir. `Scarecrow dan `Young Frankensteina oradan `The French Connectiona ve The Conversation a kadar birbirleriyle hiç alakası olmayan bir çok rol. O inanılmaz bir oyuncu.Hiç kimse bu kadar farklı tipleri kendi potasında böyle eritemez diye düşünüyorum.