Saint Ange / Kutsal Bakire
Saint Ange / Kutsal Bakire
Tür:Drama, Fantastik, Korku
Yıl:2004
Açıklama:Cristophe Gans`dan film hakkında notlar...
"Saint Ange" ne bir korku ne de bir gerilim filmidir... Hepsinden öte bu film bir psikolojik dramdır...
"Saint Ange" aslında bir gizemdir. 1940`ların ve 50`lerin Fransız sinemasının unutulmuş güzel ve şiirsel örneklerinden : "Les Disparus de Saint Agil" (Boys` School), "Sortilèges" (The Bellman), "Marianne de Ma Jeunesse" (Marianne of My Youth), "Les Diaboliques" (Diabolique ) gibi filmlere örnektir...
Laugier gecenin lirizmini prestijli bir sinema esereinde sürprizlerle beyaz perdeye taşıyor...Ben onun kısa filmi "4ème Sous-Sol"ü seyredecek kadar şanslıydım. Onun atmosfer yaratmadaki başarısını, paradokslar içinde yarattığı halüsinasyonları ortaya koymasını ve her çekiminde yeniden yaşama şansım oldum... Pascal Laugier yalnız değildi...sonu gelmez acıları güç algılanan gerçeklere dönüştürmekte usta başkaları da vardı... Son zamanlarda, M. Night Shyamalan`ın The Sixth Sense , Alejandro Amenabar`ın The Others ve Hideo Nakata`nın Ring filmleri kapının açık olduğunu ispat etti.
Saint Agne`nin sırlarının da bu türün meraklılarını memnun edeceğini iddia ediyorum.
Christophe Gans
ÖZET
Anna Saint Ange adındaki kapanmak üzere olan yetimhaneyi temizlemek üzere tutulmuştur. Judith, ise hatıraları ile bu yetimhanede yalnız bırakılan tek çocuktur. Çok yalnızdır... Yavaş yavaş , Anna ayak sesleri, gülmeler ve sesler duymaya başlar... Bu binanın içinde bir yerlerde Judith dışında çocukların olduğuna inanmaya başlar...
YAPIM HAKKINDA
Pascal Laugier 80`lerin başında video patlaması ile büyümüş ve sinemayı beyaz ekranda tanımış genç jenerasyon yönetmenlerdendir. Her tür ve yaşın filmini büyük bir merak ile inceleyen, Pascal kendine ait bir doku ile gizemli ve şüpheli olanı anlatmaya karar vermiştir...
Bu o yıllarda Starfix dergisinin rehber olduğu bir çok ünlü yönetmenin de bu yönde filmler yapmaya başladığı yıllardı. Dario Argento ya da John Carpenter`ın filmleri bir çok genç film yapımcı ve yönetmenine de ışık tuttu.
Pascal ilk kısa filmi olan "4ème Sous-Sol" u 1999`da Christophe Gans `a sundu.
Yaptığı işten çok etkilenen Gans çekmeye hazırlandığı "Le Pacte des Loups" (Brotherhood of the Wolf) filminin kamera arkasının hazırlanmasını Pascal`dan istedi.
Pascal filme ait iki kamera arkası belgeseli daha çekti: "Les Entrailles de la Bête" ve "Le Pacte des Loups: Les Coulisses du Tournage" oldukça büyük ilgi gördü ve Canal Plus`ta gösterildi.
Bu deneyimden sonra, Richard Grandpierre, Pascal Laugier ile bir yeni proje geliştirebilmek için bir araya geldi. Proje Laugier`in ilk uzun metrajlı filmi olan "Saint Ange"oldu...
Christophe Gans, siz bir yönetmen olarak bile genç yaştasınız . Sizi yapımcılığa çeken nedir?
Christophe Gans: Fakat bu özel bir arzu değildi, daha çok sinema türüne ve fikrine yönelik genel bir duyguydu. Bildiğiniz gibi ben bir gazeteciydim ve iletişim, paylaşım gibi fikirleri severim. Pascal`in sevdiği kısa filmi "4ème Sous-Sol"de oldu. Daha önceki filmi "Tête de Citrouille"ı da seyrettim ve ikisinin arasındaki kalite farkındaki gelişme inanılmazdı. Pascal "4ème Sous-Sol" filmini bitirirken bir takım mali konularda sıkıştı, ben de ona Brotherhood of The Wolf filminin kamera arkası yönetmenliğini teklif ettim, böylece işine yarayabilecek biraz para sahibi olabilecekti. Yeni yazarlar / yönetmenler üzerine oynamak benim bir sinema sever olarak yaptığım bir egzersizdir. Hevesinizi canlı tutabilmenizin en iyi yoludur. Eğer yeni bir yeteneğin doğumunu sağlayabilmişsem ve hele onun filminin jeneriğinde ismim geçmişse bu çok daha mutlu edicidir.
Pascal Laugier, bu proje nasıl başladı?
Pascal Laugier: Brotherhood of The Wolf`un sahne arkası çekimlerini bitirdiğim sıralarda Richard Grandpierre, aklımda herhangi bir proje var mı diye benimle konuşmaya geldi. O sıralarda elimde hiçbir yazılı senaryo olmamasına rağmen, bir süredir aklımı kurcalayan bir fikrimi onunla paylaştım: bir hayalet hikayesi, genç bir kadınla birlikte. Hemen bunu yazmaya başladım, genç bir hizmetçi olarak garip bir yere gelen Anna`nın etrafında gelişiyordu hikaye. Bariz olarak kapalı-kapılar-ardında formatını tercih ettim bütçe nedenleri yüzünden ama aynı zamanda da kontrollü bir mekanı kesinleştirebilmek için. Saint Ange`ın sizi düşündüren, duygularınızı yönlendiren bir film olmasını istedim. Birinci taslaktan dokuzuncuya kadar hikaye oldukça gelişti ama her zaman için benim oldukça ilgimi çeken, fantastik olana dişi bir bakış açısını bozmadan. Objektif bakışı ve tür üzerindeki bilgisi ile Christophe Gans benim tercih ettiğim okuyucu oldu. Beni yönlendirdi ve bir takım ön yargılı nosyonlarımı dağıtmama yardımcı oldu. Özel olarak, bakış açısı anzarında oldukça zor bir yol izledi. Film, sadece ve sadece, Virginie Ledoyen`in oynadığı Anna karakterinin bakış açısından anlatılıyor. Biz de bu prensipten ayrılmadan, anlatıyı bozmadan yazabilmek için bu aşamada mümkün olduğunca dikkatli olmaya çalıştık.
Christophe Gans: Benim en sevdiğim fantezi filmi Robert Wise`ın The Haunting filmidir. Ayrıca Jack Clayton`ın The Innocents filminin büyük bir hayranıyım ve genel olarak, böyle daha zor anlaşılan, zekice, daha dişi ve rahatsız edici fantezi filmlerini tercih ediyorum. Pascal`da, daha önce Alejandro Amenabar veya Hideo Nakata`nın yandaşları olduğu bu tür bir film sinema filmine imza atacak cesareti buldum. Saint Ange`ın yardımcı yapımcısı olarak, senaryo yazımı ve post prodüksüyon aşamalarında epeyce vakit harcadım. Filmin, Pascal`ın en gayretli tutkularına ulaşmasına izin verecek kadar rahat bir bütçesinin olmasını sağlayan kişi ise Richard Grandpierre`di. Pascal`e vizyonunu gerçekleştirme imkanlarını vermek, senaryo yazımı sırasında ona rehberlik etmek kadar önemliydi. Ben ismimi, gerçek bir görsel stili ve türe karşı zarif bir bakışı olmayan bir filme koymam. Pascal ve Richard ile işbirliğine girdikten sonra herşeye güvenim vardı.
Pascal Laugier: Herşeyin başında, Saint Ange`ın klasik fantezi kurallarına uymasını fakat yine de geniş bir izleyici kitlesine hitap etmesini istedim. İnsanların bu yalnız karakterin hikayesi içinde kaybolmasını ve aynı zamanda filmin korkutucu, hareketli ve birazcık sürprizli olmasını istedim. Bunu, daha yazım aşamasında, fantezi filmlerdeki basit klişelerden kaçabileceğimiz zamanda, bu arzuyu sürekli saklı tutarak başardık.
Christophe Gans: Zannediyorum ki Saint Ange en başta imgelere inananlar için bir film. Benim her zaman, sinemaya karşı neredeyse kutsal sayılabilecek bir bakışım vardır. Benim için, şu günlerde çalışmalarını sürdüren en büyük yönetmenlerden birisi olan Shyamalan`ın filimlerinden doğan bir prensiptir.