The Magdalene Sisters / Günahkar Rahibeler
The Magdalene Sisters / Günahkar Rahibeler
Tür:Dram
Yıl:2002
Açıklama:Orphans filminin başarılı yönetmeni The Magdalene Sisters, ile güçlü, duygusal bir yolculuğa götürüyor bizleri. Katolik kilisesi tarafından genç bedenleri hapsedilen ve günahlarından arındırılacak olan dört genç kadının hikayesi anlatılıyor filmde. Tüm Dünya kadın haklarını ve özgürlüklerini tartışırken bu kadınlar özgürlüklerinden, kişiliklerinden ve içsel barışlarından uzaklaştırılarak Magdelene çamaşırhanelerinde günahlarından arınmaları için çalışmaya zorlanmışlardır.
Dublin. İrlanda, 1964, bir düğüne davetli olan Margaret (Anne-Marie Duff) herkes eğlenirken küçük bir odada kuzeni Kevin (Sean McDonough) tarafından tecavüze uğrar. Bir arkadaşına olanları anlatan Margaret ailesi tarafından Kevin'in tartaklanmasına, kendisinin ise ailesini utandırdığı ve günahkar olduğuna kanaat getirildiği için Magdalene Sığınağına gönderilmeye mahkum edilir.
Bernadette (Nora-Jane Noone), tüm çocukluğunu ve genç kızlığını St Attracta Yetimhanesinde geçirmiştir. Güzelliğinden ve bu özelliğinin onun geleceğini gölgeleyeceğinden habersiz Küçük kızlar tarafından kıskançlık ve ilgiyle izlenirken yöredeki fabrikalarda çalışan genç erkeklerin de dikkatleri üzerindedir. Küçük kızlara kötü örnek olacağını ve arzu ile yanıp tutuşan genç erkeklerle başını belaya sokacağını düşünen Yetimhane yetkilileri onu Magdalene Çamaşırhanesine gönderirler. Yanlızca yaşıtı kızlarla iletişimde olacağını düşünerek başlarındaki bu beladan kurtulurlar. Rose (Dorothy Duffy) küçük oğlunu henüz doğurmuştur. Fakat evli değildir. Annesi sağdır fakat ona ve çocuğuna bakmak istememektedir. Rose ne kadar yalvarsa da bebeği çocuksuz bir aileye evlatlık vermeye kararlıdır. Annesinin ve babasının çocuğunu Katolik bir aileyle iyi şartlar altında yetişeceğine dair baskılarına boyun eğen genç kadın çocuğu ondan alırlarken bir anda karar değiştirir.Fakat artık çok geçtir ve babası onu Magdalene Çamaşırhanelerine içindeki şeytandan arınması için gönderir.
Margaret, Rose ve Bernadette Magdalene'e birlikte varırlar. Elbiseleri birer kutuya konur ve demode kahverengi üniformalar giyerler. Sister Bridget (Geraldine McEwan) onlara günahlarından nasıl kurtulacaklarını sonsuza dek üstlerinde taşıyacakları lanetten nasıl arınacaklarını anlatır. Yapmaları gereken çok çalışmak, dua etmek ve onların kendisine kazandırdıkları paradan uzak durmaktır. Hayatları artık bu kapalı mekanda çok çalışıp, kötü beslenip rahibelerin eziyetlerine katlanarak geçecektir. Fakat özgür ruhları hapsetmek kolay değildir. Tarih boyunca İrlanda'da Magdalene Bakımevlerine kapatılan kadınların sayısı yaklaşık olarak 30 000 dir. Son bakımevi ve çamaşırhane 1996 yılında kapatılmıştır.
YAPIM HAKKINDA
Peter Mullanın THE MAGDALENE SISTERS filmi aileleri tarafından reddedilen binlerce çaresiz kadının Katolik kilisesinin ellerine ve vicdanına bırakıldığını anlatan geçek bir hikayeden esinlenilmiştir. "Düşmüş" kadınlar olarak nitelendirilen bu zavallılar arasında fakirler, yetimler, tecavüze maruz kalanlar, evlilik dışı çocuk sahibi olanlar ve çevre tarafından ahlaki tehlike olarak düşünülen kadınlardır Magdalene evleri 19uncu yüzyılda fahişelerin evsiz kadınların ıslah edilmesi ve barındırılması için kurulmuştur. Bakımevlerine adını veren azize Magdalene İncil'e göre eski bir fahişedir ve İsa'nın ayaklarını yıkamasına izin verilmiştir. 20inci yüzyılda İrlanda'da Katolik Kilisesi tarafından üstlenilen evlerin yönetimi her geçen gün daha da hoşgörüsüz ve katı bir şekilde yönetilmeye başlanır. Hoşgörü Rahibeleri tarafından yönetilen bu kadınlar günde 8-10 saat ve haftada 7 gün olmak üzere bu bakımevleri ve çamaşırhanelerde çalışmaya zorlanmışlar ve çevredeki okulların, otellerin ve daha bir çok kuruluşun çamaşırlarını temizleyerek rahibelere kazanç sağlamışlardır.
Yüzyılın dönümünden sonra İrlanda yoksullukla savaşan bir millet haline gelmiş sosyal sistem refahını yitirmiştir. Aileler ailelerine utanç getiren çocuklarını enstitüleşen bu bakımevlerine göndermeleri konusunda büyük baskı altına girmiştir. Kilise de bu bakımevlerini her konuda desteklemeye devam etmiştir. 1970'lerde tüm İrlanda'da yaygın hala gelen bu evler umudun olmadığı, katı cezaların uygulandığı duygusal ve fiziksel suistimalin standart olduğu birer kabusa dönüşür. 1996 da son bakımevi kapandığında içinde hala yaşamakta olan 40 -50 kadar kadın vardı. Bugüne kadar Katolik kilisesi ne bu kadaınlardan ne de kamuoyundan yaşattıkları için yazılı yada sözlü ima edici dahi olmayan bir özür dilemedi Ve bu uzun dönem boyunca 30 000i aşkın kadın bu bakımevlerinde yaşadı ve öldü.
Magdalene kadınlarına ait yazılar 1992 yılında medyanın ilgisini çekti. Eclipsed kitabı ile ödüllü yazar Patricia Burke Brogan'ın yazıları bir anda medyaya bomba gibi düşmüştü. . Brogan had 1960'larda bu evlerden birinde çalışmış ve yaşamıştı. Şarkıcı ve sözyazarı Joni Mitchell 1997de Magdalene Çamaşırhanelerini protesto eden şarkısını yazmıştır. Başarılı yönetmen Peter Mullan ise THE MAGDALENE SISTERS senaryosunu Channel 4 da yayınlanan belgesel film Sex In A Cold Climate den esinlenerek yazmıştır.
Filmin çekimleri için İrlanda ve İskoçya'da setler seçilmiş. İskoçya sınırındaki Dumfries bu bakım evlerine kapatılan kadınların kendilerini yabancılaşmış hissetmelerine sebep olacak kadar dünyadan uzak hissedilen bir bölgedir. Filmin çekimleri sırasında ekibin karşılaştığı en büyük güçlük ise Katolik kilisesinin bu konuda tamamen sessiz kalarak olaylara görgü tanığı olanlanların bile bilgi vermemesi olmuş. Yapımcı Frances Higson film Umarım film geniş bir izleyici kitlesi ile buluşur. Özellikle de genç kadınlar izleme olanağı bulurlar. Bugün bile Taliban'ın kadınlara yaşattığı olaylara benzer dini kısıtlamalar yaşanıyor. Taliban bunu ödedi fakat umarız bir gün Katolik Kilisesi de yaptıklarının hesabını verir.
YÖNETMENİN NOTU
Karakterler
Filmin ana gücünü karakterler olusturuyor. Yalnızca Magdalene kızları ve rahibeler değil, anneler, babalar, kardeşler de filmi güçlendiren karakterler. Her yüz , her insan dinamiği benim için bu gelenekleri yaratan ve yaşayan sosyal kültürün bir parçasıydı. İnsan ruhunu hiçe sayan bu tutumu açıklamak için başka hiç bir aracım yoktu. Filmin başlarında kuzenine tecavüz eden genç adam gözü dönmüş bir psikopat değildi. Yalnızca ailesinden biri olan yaşıtı bir kızla büyümüş, onunla oynamış ve onu sevmişti. Kendisine de kurbanına da sorulduğunda sebebi bilmiyordu. Fakat yaptıklarının sebebini bilmeyen bir suçlu olarak hem sevdiği insanın hem de kendisinn cezalandırılmasına sebeb olmuştu. Seyirci bu karakterin hissettiği pişmanlığın ve çıkışsızlığın tadını oyunculuğundan almalıydı. Aynı durum Una'nın babası içinde geçerliydi. Oyuncu oldukça etkileyici bir durumu teatral yeteneği ile seyirciye hissettirmeliydi. Canından çok sevdiği kızının tüm özgürlükleri elinden alınarak bnir yere kapatılması ve onun bile kızını görememesi karşısında hissettiği çıkmaz seyirci tarafından hissedilmeliydi.
Çekim Tarzı
Oyuncular kadar kameranın da yargılayıcı olmaması gerekiyordu. Anlatmak istediğim kameranın karakterklerden herhangi birine yönelik önyargı ya da daha iyi yaklaşım olmaması gerekiyordu. Örneğin bakımevinde kalan kızları aydınlık bir ışık altında rahibeleri ise karanlık çekmek gibi.Çekim tarzı işlenmemiş ve kendinden emin olmalıydı.Ama bu filmin bir dökümanter olmasını da gerektirmiyordu. Bu bana olayları olduğu gibi kaydetme serbestliğini sağladı. Gerek görüntüleri ile izleyiciye ulaştıracağım oyuncular ve olaylar vardı. Kameranın açıları ve renkleriyle oynamam gerekmiyordu.