Tür:Korku

Yıl:2003

Açıklama:Yüzyıllardır Kilise içinde gizli bir tarikat süregelmektedir.Açıklanamayan bir seri cinayetlerin ardından dönek bir papaz (Heath Ledger) kendisini karmaşık ve tahayyül edilemez bir şeytanın peşinde araştırma yaparken bulur. Edindiği bilgiye alınyazısının ölümden daha da kötü olduğudur. Papazın araştırması onu doğrudan Günah Yiyiciye götürür... O bu eski ve gizemli inanışın kilit kişisidir. Ölümsüz Günah Yiyici aslında tanrıyı oynamaktadır. Dünya üzerinde işlenen ve diğer dünyada affedilemeyecek günahlarını hayatlarını vererek ödeyen ölümleriden bu hayatları satın almaktadır.

Şeytanın yüzyıllar boyunca tüm yükünü taşıyan Günah Yiyici artık ölümü kucaklamak istemektedir... Bu ağır yükten çok yorulmuştur.Fakat ya onun günahlarını kim alacak ve ebedi huzura ulaştıracaktır? Bu karanlık geleneği ve tarikatın devam etmesi gereken emrini kim yerine getirecektir? Gerçekleri ve şeytanın yeryüzündeki izlerini bulan papaz kendisinin ve sevdiği kadının ruhunu kurtarmak için savaşmaya başlar. Twentieth Century Fox sunar, bir Baumgarten Merims yapımı, THE SIN EATER. Filmin senaryosu yapımcılığı ve yönetmenliği Oscar Ödülü sahibi Brian Helgeland tarafından üstlenilmiş. Başrolleri ise Heath Ledger, Shannyn Sossamon, Mark Addy, Benno Fürmann, ve Peter Weller paylaşıyorlar Yedi yıl önce senarist ve yönetmen Brian Helgeland "Günah Yiyici" terimi ile karşılaşmış. Bunun ölmek üzere olan insanların günahlarını alan kişi olduğunu öğrenir. Günah yeme ritüeli hakkında bilgi alan Helgeland, tuz ve ekmek vücuduna konulan ölü daha sonra tekrar dünyaya gelirken günahsız olması için günah yiyici tarafından günahlarının materyallerle birlikte yenildiğine inanılmaktadır. Tüm günahları Günah Yiyicinin ruhuna taşınacaktır. Bu ilginç konsept Helgeland’ın dikkatini çekmiş ve günah yenmesi konusunda adeta büyülenmiştir. “Günah Yiyiciler katolik kilisesinin çok güçlü olduğu Orta Çağ'da meydana çıkmıştı,” diye açıklıyor Helgeland . “ Eğer ölmekteyseniz ve aforoz edilmişseniz sizi son yolculuğunuza uğurlayacak rahipler etrafınızda olmayacaktır. Dini olarak huzura kavuşturulmamış ruhunuz sizi terk etmeyeceğinden günah yiyici tarafından huzura kavuşturulmayı beklemek zorundasınızdır.”

THE SIN EATER yönetmen Helgeland ve oyuncular Heath Ledger, Shannyn Sossamon ve Mark Addy'nin “A Knight’s Tale” filminden sonra tekrar bir araya gelmelerini sağlamış. Helgeland neden aynı oyuncularla çalışmayı seçtiğini soranlara ise “Neden tatillerde hep ailenizi ziyarete gidersiniz? Aile aynı ailedir yeni bir şeyler yoktur. Ama kendinizi güvenli elelrde hissedersiniz” diye cevaplıyor. Ledger, Sossamon ve Addy programlarını Helgeland'a bu filmde eşlik edebilmek için değiştirmişler. Ledger , “ Hepimiz aynı şeyleri hissediyorduk. Brian ile tekrar birlikte çalışmanın heyecanı ve yine üçümüzü biraraya getirmesinin mutluluğu.”

YAPIM HAKKINDA

Filmin ana çekimleri Roma'da yapılmaya başlandığında tüm oyuncular ve yapımcılar, Ortaçağ'dan 21inci yüzyıla taşınan bu gerilimli jhikayenin bir karakterinin de şehrin ta kendisi olduğunu fark etmişler. Baumgarten bu durumla ilgili şunları söylüyor: “Roma'da film çekmek tüm o karakterlerin arasında olduğunuzu hissettiğiniz bir film yapmak demektir. Seyirci de yapımcı da oyuncu da herşeyiyle oradadır. Bence Brian'ın bu filmde yaptığı da oydu. Eğer Roma'da Roma'nın havasını teneffüs etmeyecekseniz neden orada geçen bir film çekesiniz ki?” Her ne kadar Roma ve Vatikan filmde çok önemli roller oynuyor olsa da ve başrollerde iki rahip olsa da film kesinlikle kilise ve dinle ilgili bir film değildir. Baumgarten filmin konusunu ise şöyle açıklıyor: " THE SIN EATER bir gerilim filmi. Ama unutmamak gerek ki tarih içinde bir çok gizemli tema dinin insanlar üzerindeki gücünden ortaya çıkmıştır.”

Baumgarten Katolik kilisesinin film hakkında oldukça olgun ve yapıcı davrandığını sinemanın sonunda bir eğlence olduğunu ve 21inci yüzyılda artık onların da gözlerini daha önemli sorunlara çevirerek geçmişe dair ritüellere gönderme yapan bu filmi herhangi bir şekilde protesto etmediklerini söylüyor. Filmin tümü İtalya'da çekilmiş. Roma'da Palazzo Taverna, ve filmin iç mekanlarından biri olan Villa Adriana dikkat çekici tarihi yapılardan bazıları. Napoli , Caserta , Royal Palace, House of Bourbon, Palazzo Reale ise tüm ekibin çekim yaptığı diğer lokasyonlar. Vatikan asla St. Peter katedralinde çekime izin vermeyeceğinde yapım tasarımcı Miljen Kreka Kljaković bu muhteşem binayı filmde canlandırmak için tüm yeteneğini ortaya koymuş. Bernini'nin yüzyıllar önce taştan yaptığı o muhteşem heykellerin tümünü köpükten yapılarak gerçeğine uydurulmuş. Bu setlerin inşaası Fellininin de çalıştı Cinecitta setlerinde gerçekleştirilmiş. Brian Helgeland film ve çekim yeri hakkında şunları söylüyor: “Bir yönetmenin Prague'da ‘A Knight’s Tale’ı çekerken söylediklerini hatırlıyorum. Bu şehirde istediğiniz filmi istediğiniz gibi çekebilirsiniz demişti. Oysa Roma'da şehir filmin nasıl çekilmesini istiyorsa size öyle yaptırır. Bazen Roma biz yönetmenlerden daha iyisini biliyor.”