The Tiger And The Snow (La Tigre E La Neve) / Kar ve Kaplan
The Tiger And The Snow (La Tigre E La Neve) / Kar ve Kaplan
Tür:Komedi, Dram
Yıl:2005
Açıklama:Attilio Romadaki Yabancılar Üniversitesinde şair ve okutmandır. Yıl 2003tür ve Irak savaşı henüz başlamamıştır, fakat havada savaş kokusu duyulmaktadır. Herşeye rağmen Attilio kendine ait dünyasında olan bitene kendini kapatmış o çok sevdiği şiirlerin şairlerine ait duyduğu hayali seslerle yaşamaktadır. Edebi alanda kendine ait bir ünü vardır ve son kitabı The Tiger and the Snowu henüz yayınlamıştır. Kitap eleştirmenler ve okuyucular tarafından çok beğenilmiştir. Olan olaylar onu korkutucu bir şekilde etkilemeye başladığında rüyalarında evlenmek istediği kadını görür. Kadının adı Vittoriadır ve gerçek hayatta Attilio ile evlenmeyi bırakın hiçbir şey yapmak istememektedir. Aslında bu sevimli adamın ona yaklaşmak için yaptığı herşey, ölümsüz aşkını ilan ediş tarzı Vittoriayı daha da kızdırmaktadır. Attilio her yerde onu takip etmekte sonsuz mutluluk sözleri vermekte ve genellikle ayaklarının dibinde bir halı gibi kendini bu aşka adamaktadır. Fakat sevimli şair ne kadar bu konuda baskı yaparsa, güzel kadın onu o kadar güçlü bir şekilde reddetmektedir. Vittoria da edebiyat dünyasından bir isimdir. Üzerinde çalıştığı son kitabı ise Iraklı bir şairin biyografisini anlatmaktadır. Yıllardır Pariste yaşayan bu ünlü şair Bağdata dönmeye hazırlanmaktadır. Eğer savaş patlak verirse Bağdatda kendi insanlarının yanında olmak istemektedir. Vittoria ve Attilio onunla Romada buluşurlar. Aradan zaman geçer ve günün birinde Attilio Bağdata dönmüş olan ünlü şairden bir telefon alır. Vittoria biyografiyi bitirebilmek için onunla birlikte Bağdata gitmiştir, ilk Amerikan saldırısında başından yaralanmıştır ve ölümün eşiğindedir. Attilio aynı gün Iraka doğru yola çıkmak ve sevdiği kadına ulaşmak için bir dakika bile tereddüt etmez...İnatçılığı ve şansı sayesinde aynı gün Iraka varmayı başarır ve Iraklı şair onu aşkı Vittorianın herşeyden habersiz ve bilinçsizce ölümü beklediği hastaneye ulaştırır. Hastane ve doktorlar savaşın mahvettiği koşullarda çaresizdir. Ne ilaç ne de gerekli malzeme yoktur. Vittorianın beyninde ödem oluşmuştur ve bunu geçirmeye yarayan hiçbir ilaç hastanede yoktur. Umutsuzluk ölümden bile kötüdür...Delişmen Attilio ise umutsuzluğu asla kabul etmeyen tavrı ile şehirde ilaç aramaya başlar. Aramaları her seferinde yıkılmış eczanelerde son bulur. Eğer ilaç yoksa, o zaman imal edilmelidir... Aşk ölümsüzdür.... Vittoria ölmemelidir.
YÖNETMENİN NOTU
Roberto Benigni:
Uzun zamandır yapmayı istediğim bir filmdi...Proje ardında aşk dışında hiçbir amaç ve düşünce taşımıyordu. Hikayemin kahramanları dünyadaki en yıkıcı, en büyük ve en devrim yaratan duygu ile bileylenmişlerdi...Aşk... Bu projede gerçekleştirmek istediğim kar kadar saf kaplan kadar acımasız ve vahşi bir duyguyu anlatmaktı.
Aşk bir insanın uğruna ölebileceği yegane duygudur... ama gerçekten sevdiği uğruna ölmekten bahsediyorum. Ve düşünün ki bu adamın ölümü göze alacak kadar sevdiği kadın onun gibi garip bir adamla hiçbir şekilde alakadar bile olmak istemiyordu.Eksantrik ve duygusal, hayata yalnızca şiirlerle bağlı ve bununla geçinen ve kendi kalbini daha hızlı çarptıracak bir kelimenin, şiir seven ve okuyan diğer insanları da aynı heyecana taşıyacağını ümit ederek yaşayan bir adam...Ne yazık ki bu adam yalnızca ölümü göze aldığı o kadının kalbinde bir heyecanı yaratamamaktadır. Oysa o heryerde onu takip etmekte, her yerde onunla konuşmakta, her gününü onunla geçirmekte, onun için çamaşırlarını giyinmekte ve o kadının da kendisi için giyinmesini istemekte, onunla hiç vazgeçmeden iletişim kurmaya çalışmakta, ölümsüz aşkını ona anlatmak için durmadan uğraşmaktave onu yaşamaktadır... Aşk budur... Şiirlerini yazarken yaşadığına yalnızca o var diye sevinmektedir... Hayat onunla güzeldir ve öldüğünde bile hep yaşamanın nasıl bir şey olduğunu onunla hatırlayacaktır.
Delicesine , ölesiye sevdiğinin kadının hayatını bir saniye daha uzatabilmek için savaşın ortasında hiçbir kuralı tanımadan, mayınlı arazilerde koşarak, kafasına bombalar yağarken , deve sırtında , yol barikatlarında hep bir tek saniye daha diyerek koşturan bir şairin aşkını anlattım. Zira onun için sevdiği kadının ölümü tüm dünyanın ölümü demektir Umarım bu hikaye insanlara sürprizler, baştan çıkarışlar, rahatsız edici düşünceler,eğlence ve hareket getirir. Tabii hepsini birden istemek biraz fazla oluyor ama...Hiç önemli değil bu saydıklarımdan yalnızca biri bile olsa bu film için iyi bir şey yaptık demektir.