Windtalkers / Rüzgarla Konuşanlar
Windtalkers / Rüzgarla Konuşanlar
Tür:Aksiyon
Yıl:2002
Açıklama:GERÇEK OLAYLARDAN ESıNLENıLMışTıR...
NAVAJO'LARIN BıR şıFRESı VARDI VE BUNU NE OLURSA OLSUN KORUYACAKLARDI... VATANINIZ ıÇıN NELERı FEDA EDEBıLıRSıNıZ?
2'inci DÜnya Savaşı'nda Amerika'lılara karşı savaşan Japonlar devamlı haberleşme ağındaki şifreleri çözüyorlar ve Amerikalıları bu şekilde yavaşlatıyorlardı. Son olarak 1942 yılında yüzlerce Navajo yerlisi Deniz Kuvvetlerinde savaşmak üzere askere alındı ve eğitimden geçirildi. Onlar kendi dilleri ile kurdukları şifreleri savaş alanlarına taşıyacak ve hayatları pahasına bu şifreyi koruyacaklardı. Onların kullandıkları şifre Japonlar tarafından çözülemeyen tek şifre oldu ve belki de Amerikalıların bu savaştaki son umutları olmuşlardı...
Windtalkers, Saipan Savaşında iki Navajo yerlisi olan Ben Yahzee(Adam Beach) ve Charlie Whitehorse (Roger Willie)'yi korumakla görevlendirilmiş iki Amerikalı subayın Joe Enders(Nicolas Cage) ve Ox Anderson(Christian Slater)'ın hikayesini anlatıyor. Onlara verilen emir ne olursa olsun bu adamları korumaktır, ama eğer şifreciler düşman eline düşerlerse asıl amaç olan şifreyi koruyacaklardır. Savaşın bir araya getirdiği ve zorlukların sıkı dostlar yaptığı bu adamlar eğer sorumlu oldukları denizcileri koruyamazlarsa şifreyi korumak için ne yapmak zorunda kalacaklardır? Savaşın acımasız ve zorlayıcı oyunu işte bu noktada başlar... Windtalkers 2. Dünya Savaşı'nda Pasifik'te geçen karakterler üzerine kurulu , John Woo'nun diğer Amerikan aksiyon filmlerinden farklı bir film. Bu kez Woo set olarak 1944 yılındaki Saipan'ı seçmiş. Film şifreci olarak yetiştirilen Navajo yerlileri ve onları savaşta korumakla görevli olan Deniz subaylarının inanılmaz dostluğuna işaret ederken duygusal ve karmaşık ilişkilerine de göndermeler yapıyor.
Filmin dostluğa ve arkadaşlığa yönelik teması ve karmaşık karakterleri yönetmen Woo'yu ve uzun süredir birlikte çalıştığı yapımcı Terence Chang projeyi şöyle anlatıyorlar: "Aslında bir savaş filmi olmasına rağmen hikayesi çok duygusaldı. Adeta insan ruhunu yargılıyordu. Uzun zamandır genellikle yapmış olduğumuz aksiyon filmlerinden farklı bir film arayışı içindeydik ve sonunda bunu bulduk." Windtalkers Woo'nun daha önce yapmış olduğu filmlere benzerlikler taşıyor. Woo batıda genel olarak aksiyon filmleri yönetmeni olarak bilinse de Chang ile ilk yaptıkları film olan The Killer (1989) ve Hard Boiled'de de erkekler arasındaki dostluğu işlemişti.
Yapımcılar Alison Rosenzweig ve Tracie Garaham'ın filmin fikrine karar vermelri bunda 10 yıl önce Rosenzweig'in kardeşinden Navajo'lar ve onların şifreli konuşmaları hakkında bilgi alması ile başlıyor. O tarihte bunun iyi bir dokümanter film olacağını düşünen Rosenzweig üzerinden 8 yıl geçtikten sonra yapım ortağı Graham'a 2inci Dünya Savaşının bu bilinmeyen kahramanlarından bahsediyor. ıki yapımcı hikayenin çok güçlü olduğunu fakat bunun nasıl bir sinema filmi haline geleceğini düşüne dursunlar tarih kitaplarında yaptıkları araştırmalardan Navajo yerlilerinin Pasifik'te birer şifreci olarak kullanıldığı dönemde yanlarında birer tane de deniz subayı verildiğini ve bu şekilde korunmaya alındıklarını öğrenirler. Bu deniz subayları öncelikle şifreyi taşıyan Navajo yerlilerini ve daha da önemlisi şifreyi korumakla görevlidirler. ışte konunun film olması gereken ve duygusal olarak hikayeyi destekleyecek özelliği de burada başlamıştır.
Araştırmaları sırasında öğrendikleri bir diğer detay ise 60'lı yılların sonuna kadar II'inci Dünya Savaşı'nda kullanılan bu yerli askerlerin hiçbir şekilde kayıtlara geçmemesidir. Zira Amerika bu savaşta gösterdiği başarının büyük kısmını bu askerlere borçlu olduğunu kabul etmek istememekte bir yandan da olası yeni bir sıcak savaşta elindeki bu gizli silahı tekrar kullanmayı düşünmektedir.
Yapımcılar senaryoyu kaleme almaları için John Rice ve Joe Batteer ile görüşmeye başlarlar. "Tarcie ve Alison bugüne dek gizlenmiş müthiş bir ahlaki çatışmayı anlatan hikayeleri ile bize geldiklerinde muhteşem bir fırsat yakaladığımızı düşündük. Bir adama o güne dek öğretilen tüm etik değerlerini bir kenara atarak korkunç bir karar vermesi isteniyordu. Böylesi bir karar ancak çok olağanüstü hallerde verilebilecek bir karardı. Ve savaş insanoğlunun yaşayabileceği en olağanüstü durumdur. Navajo'lar ve Pasifik'teki savaş hakkında ne kadar doküman bulduysak tümünü okuduk ve bu olayın Saipan'daki çatışmalarda gerçekleşmesine karar verdik. Okuduğumuz her anekdot her yazı bu konudaki bilgilerimizi ve detaylarımızı çoğalttı. Özellikle Navajo'ların dinleri ile , kültürleri ile ilgili olarak da detaylı bilgi almak istedik. Çünkü onlar farklı bir ruha ve inanca sahiplerdi."
Ellerinde henüz hazırlanmış bir senaryo bile olmadan yapımcılar ve senaristler John Woo ile görüşmeye karar verirler. Yapmayı düşündükleri filmi ve konusunu Woo'ya anlattıklarında tepkisi onları ayakta alkışlayarak "ışte tam bana göre bir film... Bu filmi yapıyoruz " demek olmuş. "John Woo bizim idealimizdeki yönetmendi. Böyle bir tepki vermesi bizim için hayal gibi bir şeydi." diyor Rosenzweig. Yönetmen John Woo'yu ve yapımcı ortağı Chang'i de ekibe ekleyen yapımcı ve senaristler için senaryo çalışmaları bir yandan devam ederken diğer yandan oyuncu seçimi gündeme gelmiş. Yıllar önce Woo ile Face/Off filminde birlikte çalışan oyuncu Nicolas Cage ( Bir başka MGM filmi olan Leaving Las Vegas ile En ıyi Erkek Oyuncu Dalında Oscar Ödülü almıştı) yönetmenin başrol için ilk seçimi olmuş. Ünlü yönetmen ile tekrar çalışma fikri başarılı ve yetenekli oyuncuyu heyecanlandırmaya yetmiş. "Woo bakış açısı ve hayal gücü had safhada kuvvetli bir yönetmendir. Bu konuda ve her konuda bir yönetmen olarak oyuncusuna güven verir. Onun yapacağı bir işin kötü olması neredeyse imkansızdır. Film hakkında bana teklifte bulunduklarında ismini duyar duymaz kabul ettim." Diyor Cage. "Canlandırdığım karakter savaş yüzünden hem fiziksel hem de ruhsal çok derin yaralar almış bir askerdi. Masumiyetini yaşadığı kötü deneyimlerle kaybetmişti. Bir yandan aldığı eğitim ve karakter olarak iyi bir askerdir ve kendisine verilen emirleri yerine getirmek istemektedir. Diğer yandan ise Solomon adalarında yaşadığı savaşta verilen emirler yüzünden çok fazla adamını kaybetmiştir. "
Chang casting için şunları söylüyor: "Yahzee rolüne uygun bir oyuncu bulmak oldukça güçtü. Navajo'ların kendilerine has bir ruh yapıları ve bunu yüzlerinde görebileceğiniz bir fiziksel özellikleri vardır... Sakin ve doğal insanlardır. Bu karakter için Adam çok iyi bir seçimdi. Fakat o bir Navajo değildi. %100 amerikan yerlisiydi hepsi bu". Karakteri tartışırken Beach ise şunları söylüyor:" Yahzee akıllı bir denizci aslında. Yalnızca öğretileri ve bildikleri onun savaşta dahi olsa insan öldürmek konusunda pek başarılı olmadığını gösteriyordu. Enders ile arkadaş olmaya çalışmaktadır ama Enders onunla pek fazla ilgilenmez. Ama birlikte girdikleri çatışmalar Yahzee'nin içindeki masumiyeti öldürdüğü gibi onları da birbirlerine kaynaştırır." Cage gibi Christian Slater'da Woo ile tekrar çalışma fırsatı bulan oyunculardan. Daha önce Broken Arrow filminde yönetmenle çalışan oyuncunun bu ilk savaş filmi. Navajo'lardan diğerini canlandıran Roger Willie'nin ise bu ilk filmi. Whitehorse karakterini canlandırırken kendisine yol gösterenin deneyimli oyuncu Slater olduğunu vurguluyor. "Daha önce hiç rol yapmamış, oyunculuk deneyimi olmayan biri için Willie bizce muhteşem bir performans sergiliyordu." Diyor yapımcı Chang.
"Böyle bir filmde atalarımın bu vatan için neler yapmış olduğunu anlatma fırsatı yakaladığım için çok şanslıydım. Bu benim için başlı başına bir onurdu. Aktif olarak savaşmış olmamız biz yerli Amerika'lılar için bağlılığımızın bir işaretidir." Diyor Willie. Woo oyuncular belirlerken bir çok karakter için yine karakteristik oyuncular seçmiş. Bir Teksas'lıyı canlandıran Noah Emmerich, Yunan asıllı bir Amerikalıyı canlandıran Mark Ruffalo Floridalı bir sörfcüyü canlandıran Brian Van Holt ve ekibe liderlik yapan bir ıskandinav asıllı çavuş olan Hjelmstad için ise Peter Stormare'ı seçmiş. Birbirinden çok farklı yaşamlardan gelen bu Amerikalı'ların aynı amaç ve ölüm kalım savaşı içinde vatanlarına hizmet etmeleri filmin bir başka zengin tarafı. Aslen ısviçreli olan oyuncu Stormare ise film hakkında şunları söylüyor: "Avrupalı bir çok insanın 2inci Dünya Savaşı hakkında bildikleri Hitler ve Avrupa'daki cephelerdir. Pasifik hakkında ise Hiroşima ve Pearl Harbour'dan başka pek fazla bir şey bilinmez. Oysa ki Saipan'daki kanlı çatışmalar ve kaybedilen Amerikan askerleri hakkında da söylenecek çok fazla şey var. Özellikle de Navajo şifrecileri hakkında hiç kimse bir şey bilmiyor."
John Woo kamera arkasında görev alacak ekip için de oldukça özel bir liste hazırlamış. Tıpkı diğer filmlerinde olduğu gibi bu muhteşem hikayeyi de beyaz perdeye yansıtacak profesyonellerle çalışmayı yeğlemiş. Görüntü yönetmeni Jeffrey Kimball, editör Steven Kemper, Jeff Gullo, Tom Rolf, Yapım Amiri Holger Gross, kostüm süpervizörü Nick Scarano bunlardan bazılarıdır. 20 haftalık programlanan çekim aşaması Hawaii ve Güney Kaliforniya'da gerçekleştirilmiş ve Ağustos 2000'de başlamıştır. Saipan çekimleri için Honolulu yakınlarında 400 dönümlük özel bir çiftlik kiralanmış. Yönetmenin Saipan adasını anlatabileceği 360 derece çekim sağlayabilen arazi içinde ilk çekimlerde toplam 700 figüran ve 280 adet patlayıcı kullanılmış. Yapımcı Chang bu çekimler için :" Bu belki de böylesine bir hikaye için yapılan en büyük film oldu. En azından John ve ben daha büyüğünü yapmamıştık ."diyor. Woo'nun inanılmaz savaş sahnesi görüntüleri hakkında ise Chang şunları söylüyor:" John kameranın dans etmesinden, insanların kendilerini filmin içinde gibi hissetmelerinden ve hareketli görüntülerden hoşlanır. Filmin gerçekçiliğinin bunlara bağlı olduğunu düşünür. Bu filmde de diğer filmlerinde olduğu gibi izleyiciye kendilerini kameranın içinde hissettirecek. " Görüntü yönetmeni Kimball ise film çekimi sırasında toplam 15 kameranın birbirlerine bağlı olarak senkronize bir şekilde devamlı hareket halinde olduklarını söylüyor. Çekimler sırasında 500 adet Amerikan askeri ve 250 Japon askerini canlandıran figüran ordusuna bir de 350 adet set görevlisi eklenince öğle yemeklerinde toplam 100 kişi aşan gerçek bir orduya yemek verilmiş.
Filmin çekimlerine başlanmadan önce oyuncuların tümü ve figüranlardan 62 kişi Savuma Bakanlığı'nın katkıları ile Kaneohe Deniz Eğitim Kampında eğitim görmüşler. 25 yıl Deniz Kuvvetlerine hizmet vermiş olan Başçavuş Jim Dever tüm oyunculara kamp boyunca nasıl yürümeleri nasıl konuşmaları ve nasıl düşünmeleri gerektiğini öğretmiş. Bu kamp oyunculara bir denizcinin hayatına ait detaylar öğrettiği gibi filmde kullanacakları bir çok terim, ve manevra terminolojisi açısından da faydalı olmuş.